12 Eylül 2022 Pazartesi

Cashflow oynadım! Gönlümden geçenler...

Oyunu ilk defa Zengin Baba Yoksul Baba kitabında fark ettim. www.richdad.com sitesindeki İngilizce ücretsiz versiyonu bir kaç sefer denedim ama bende herhangi bir farkındalık yaratmadı. Nakit Akışı Ölçüm Çeyrekleri kitabını okuduktan sonra eğitmenli Türkçe oyunu bizzat denemek istedim.

Eğitmenimiz 8 yıldır Türkiye'de yaşayan Julia Yılmaz'dı, Türkçe konuşuyordu, ekonomist ve psikolog olarak bizi yönlendirdi. 

Önce kitapların çok kısa ve iyi bir özetini aktardı: Çalışmadan elde edilebilen (kira, faiz, telif,..) kazanca pasif gelir deniliyor ve bunun aylık gideri karşılaması halinde hayata bakışınız değişiyor. Genelde kazancın %50 si temel harcamalara (barınma, gıda, giyim, faturalar,..), %30 u eğlence-eğitim-gelişime, %20 si birikime (tasarruf ve/veya yatırım) ayrılıyormuş. Finansal hava yastığı (çalışmadan dayanabileceğimiz süre) için asgari 6 aylık gelir, iyisi 12 aylık gelir, şahanesi 24 aylık gelir kadar öneriliyor. Böylece "güven ihtiyacı" karşılanmış oluyor...

Sonra oyunun kurallarını yine çok özet ve net anlattı: Kredi borcu olmadan, pasif gelir aylık gideri aşıyor ve muhasebe kaydın doğruysa üst tura geçebiliyorsun. 

Monopoly oyununa görsel benzerlik olduğunu söyledim, farklarına vurgu yaptı:

  • Monopoly' de sıranı bekliyorsun, bunda diğer oyuncularla sürekli iletişim var, her şey ticaret konusu
  • Monopoly' de sadece kasayla ticaret yapıyorsun, bunda diğer oyuncularla iş yapabiliyorsun
  • Monopoly' nin aksine her oyuncu eline geçen şansı diğerlerine pazarlıkla satabiliyor (ticari bilgi)
  • Monopoly' nin aksine herkes eşit şartlarda başlamıyor, hayat gibi, rastgele meslek kartı, farklı seviyelerde maaş ve gider, belki zaman içinde çocuk, hatta işsiz kalma dönemleri var
  • Monopoly' nin aksine yaptığın her işlemi gelir-gider tablosu ve bilançoda kayıt ediyorsun
  • Monopoly' nin aksine tek tur değil, iki turlu; önce Çalışan-Serbest Meslekten İş insanı-Yatırımcı (zengin) turuna geçiyorsun, sonra iflas etmemeye dikkat ederek artık tamamen sana kalan zamanını servetin ölçüsünde değerlendiriyor ve oyun başında belirlediğin gerçekçi USD tutarlı hayalini ikinci turda oyunun USD parasıyla satın almaya çalışıyorsun
  • Monopoly' nin aksine çeşitli yatırım araçları var, pasif geliri olanalar var, istediğin zaman pahalı kredi kullanabiliyorsun, zor durumda kaldığında sahip olduklarını icradan yarı fiyatına elden çıkarıyorsun
Oyundaki bir saat gerçek hayatta kabaca 10 yıla denk geliyor, bu nedenle de oyun 3 saatle sınırlanmış (çalışabilir olduğumuz kabaca 30 yılı temsilen), yani hızlı oynamalı bunun için de söylenenleri dikkatle dinlemeli, diğer oyunculara gelen şanslarda kendi lehinize fırsat aramalı ve niyetiniz varsa pazarlık ederek hızlıca sonuçlandırmalısınız (kum saati var, gecikirseniz fırsatlar kaçıyor).

Beni duygusal olarak tetikleyen bir kaç durum oldu:
  • İlk bir kaç turda gerçek hayatta yaptığım gibi "huzurlu-güvenli maaşımı alarak" vaktimi boşa geçirdim.
  • Hayatta hep sıramı bekledim, başkasının işine kulak misafiri olmaktan kaçındım, duyduklarımın içinde "fırsat" olabileceğini hiç düşünmedim, benim için fırsat = riskti, garantili olmalıydım.
  • Elime geçen para arttıkça hayat standardımı yükselttim, "tasarruf ettim" ama yatırım yapmadım. Dolayısıyla bugün güzel bir hayatım var ancak emekli maaşı olmasa çalışmadan dayanabileceğim süre oldukça kısa..
  • Diğer oyunculardan birine daha yüksek bir gelir geldi, önyargım "zengin olmak için onun daha çok şansı var" dediğinde aslında onun giderinin benimkinden daha fazla olduğunu fark edememiştim. Ben ondan önce üst tura çıktığımda Julia bana bunu hatırlattı.
  • Aslında o arkadaş oyunu ikinci defa oynuyordu, başka bir ifadeyle hayatta benden daha tecrübeliydi ancak ben üst tura çıktığımda Julia bu sefer ona "geçen sefer ne yaptıysa yine aynısını yaptığını, davranışını değiştirmeden aldığı sonucun değişmeyeceğini" hatırlattı.
  • Diğer arkadaşım o kadar çok işlem yaptı ki sonunda gelir-gider tablosu ve bilançosunda hatalar oluştu, "gerçek hayatta da yıllardır böyle yaptığını" söyledi, Julia oyunun kişilere gerçek davranış kalıplarını gösteren bir ayna gibi olduğunu söylüyor.
  • Üst tura geçtiğimde önce zamanımı boşa geçirdim, param vardı, zamanım vardı, hayalim vardı ama ne yapacağımı bilemiyordum. Gözüme hep garanti getirisi olan yatırımlar takılıyordu, Julia "oyunun başından beri tüm fırsatlar masada duruyor ama bakmadın, şimdi daha yeni bakıyorsun, üstelik hala fırsatları birbirleriyle karşılaştırmıyorsun. Üst tura çıktın ama kafan hala Çalışan olarak geçirdiğin o uzun yıllarda kalmış, zengin gibi davranamıyorsun" dedi.
  • Mühendislik tahsilim sırasında istatistik görmüştüm, ilave olarak bankacılık okumuştum, muhasebe dersleri almıştım, 30 yıldır iş hayatındaydım, zaman baskısı varken çok basite indirilmiş yatırım alternatiflerini değerlendirmekte - hesap makinası olmadan basit dört işlem yapmakta zorlanıyordum.
  • Derken zengin hayatımda bir baltaya sap olamadan iflas ettim. Tekrar başa dönmenin verdiği utanma duygusu tuhaf şekilde "sahiciydi". Diğer oyunculara eklendim, tekrar üst tura çıkmayı başardım hem de ilk seferinde 70 dakikada yapmışken bu sefer 30 dakikada yapabildim.
Oyunun sonunda Julia herkese ayrı ayrı geri bildirim verdi. Oyundaki davranışımızı gerçek hayata uyarladı ve bizim fikrimizi sordu (hepimiz gerçek hayattaki gibi davranmıştık). Sadece oyun, sadece kağıt parçası dediği halde "kaybetme korkusu" yine yakamıza yapışmıştı! Benim zengin turumda benden yana olan şans faktörü diğer oyuncuda kayba sebep oldu, "her şey gönlümüzce olmuyordu". Julia ayrıca kaçırdığımız fırsatları, yanlış sayılabilecek kararlarımızı da örnekledi.

Üniversitelerin işletme - iktisat bölümlerindeki öğrenci kulüplerinde bu oyunu oynatarak, oyunu çok masada eş zamanlı tekrar ederek ödüllü yarışmalarla farkındalık yaratmak güzel olurdu. Julia bu konuda çok olumlu yaklaşıyor, sponsor firma ayarlanabilirse veya fakülteler öğrenci kulüplerine destek olabilirse hayata geçirebiliriz.

Küresel anlamda gelir adaletsizliği sorunu var. Dünyadaki paranın %90 ı nüfusun %10 unda ve geriye kalan %10 luk parayı nüfusun %90 ını oluşturan geniş halk kitleleri paylaşıyor, dolayısıyla yoksulluk yaşanıyor.

Parayı kazanmak değil, parayı tutabilmek fark yaratıyor! Ve bu öğrenilebiliyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder