29 Mart 2021 Pazartesi

Toprak Ana / Cengiz Aytmatov / 1963 / kitap özeti


İkinci Dünya Savaşı yılları, Almanlar Rusya'ya saldırmış, çoğunlukla soğuk kış ortamında geçen cephe gerisi günleri anlatılıyor.

Belirgin bir sosyalist doku var, emeğe övgü hissediliyor. İnsanlar çalışmak için yaşıyorlar, hıristiyan inancı tamamen kaybolmamış ama azizler çiftçilerin yaşayışına göre düzenlenmiş.

Kendini geliştirme, iyi olanların fark edilmesi, tarımda mekanizasyona geçişin başlaması, okuma yazma bilenlerin azlığı, yaşlılara hürmet fark ediliyor.

Sosyalist plan uyarınca her köyün tarım alanı, nüfusu, tarımsal alet envanteri biliniyor; her köye ne ekeceği , ne zaman başlayacağı, ne kadar ürün elde edeceği, nereye getireceği söyleniyor. En önemli düstur planın gerçekleştirilmesi.

Evin anası ile Toprak Ana konuşuyor, dertleşiyor, kocası ve 3 çocuğu askere gidiyor ancak savaştan canlı dönen olmuyor. Köy yerinde dul gelini gayrimeşru çocuğunu ilkel şartlarda doğurmaya çalışırken ölüyor, ahlak sıkıntıları, vicdan yarası seziliyor. Asker kaçağı, hırsızlık, zalimlik, toplum yararı için zor olanı yapmak,... hayattan kesitler güzel verilmiş.

Tercümesi çok akıcı. Beğendiğim bir kaç noktayı aynen alıntılıyorum. 

  • Hepimiz aynı teknenin hamuru olmuşuz.
  • Gölgemi seyretmekten büyük bir zevk alırdım (öylesine güzelim:)
  • Bilirdim onun bensiz gidemeyeceğini..
  • Çiftçinin bütün zevki ekip biçtiğinin kendinin olmasıdır. (naif sosyalizm eleştirisi)
  • Davranışımıza, çevremizdeki insanlarla ilişkilerimize her gün azar azar çekidüzen vererek eksiklerimiz tamamlarız. Yavaş yavaş biriken bir şeydir mutluluk..
  • Hepsi de seçilmiş gibi gencecik, babayiğit delikanlılardı. Daha yaşamaya doymamışlar, çalışmaktan yorulmamışlardı.
  • Bize değerimizi bu çocuklar kazandırdı.
  • İyilik yolda bulunan, gökten düşen bir şey değildir, insan insandan göre göre öğrenir iyiliği.
  • Ancak hiçbir onur oğlumun sağ olmasının yerini tutamaz.
  • Sanki kapıyı yüreğimin üzerine çarpmıştı.

22 Mart 2021 Pazartesi

İnsan Neyle Yaşar? / Lev N. Tolstoy / 1885 / kitap özeti

Bizlerden genellikle neden, ne için, neyin uğruna yaşadığımızı bilmemiz istenir. "Ne ile" buna dayanacağımız konuşulmaz.

Sevmeyen Tanrı'yı tanımamıştır, çünkü Tanrı, sevgidir. Yuhanna IV, 8.

  • İnsanda ne vardır? 
    • İnsanda sevgi var. Böylece birbirimize anlayış gösterir, yardım eder, yalnız kalmayız.
  • İnsanda eksik olan nedir?
    • Bedeni için neye gereksinim duyduğunu bilme yetisi eksiktir. Yarın ne olacağını bilmeyiz.
  • İnsan neyle yaşar?
    • Bütün olan bitene sevgi sayesinde dayanırız. İnsan kendisini düşünerek değil, sevgiyle yaşar. Kim sevgi içindeyse, Tanrı da onun içindedir çünkü Tanrı, sevgidir.

7 Mart 2021 Pazar

Sabri Ülker Hayat Hikayesi / Hulusi Turgut / 2019 / kitap özeti

Başardık: Çok çalıştık, sebat ettik, zamana ayak uydurduk

Kırımlı bir aile, Tat (Tatar değil, Kırım dışından gelip yerleşen melez soy anlamında), savaşlar nedeniyle defalarca göç ediyor, defalarca sıfırdan tekrar başlamak zorunda kalıyor, yokluk görüyor, mücadele ediyor. Başarılı bir parasız (mecburi hizmetli) orta öğrenimi var, Yüksek Ticaret tahsili var.

Ağabeyiyle ortak olarak başlıyor, günün birinde üretim tesisleri kendisinde kalacak şekilde anlaşarak ayrılıyorlar.

Siyasetle ilgileri yok, müslim-gayrımüslim ayrımı yapılmıyor, yabancı danışmanlarla çalışılıyor. 

Çalışanlar arasında herhangi bir ayrıcalık (aileden olsalar bile) gözetilmiyor.

Reklama ve tanıtıma her zaman önem verilmiş, spor takımı (Ülkerspor) kuruluşunda, Fenerbahçe' ye sponsor olurken hep milyonlara ulaşmayı önemsemiş.

Savaş yıllarında ithalat sıkıntıları varken makinalarını yerli üretim almaya gayret etmiş. Milli duyguları kuvvetli, inançlı bir adammış. 28 Şubat sürecinde "yeşil sermaye" söylentileri çıkmış ancak sessiz sedasız yürütegeldiği yardım faaliyetleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri, ADD, çeşitli vakıflar vb var. 

Plasiyer sistemini ilk defa Ülker başlatıyor, üründe kullanılan yağın tankerlerle taşınması da ilk defa Ülker ile oluyor. 

Zaman içinde yabancı ortaklık fikrine hep sıcak bakmış ancak hiç bir zaman tamamını satmayı kabul etmemiş. İşini bizzat takip eden, çok çalışkan, nazik bir adammış. Diyalektik düşünür, iknayı önemsermiş. Her zaman tutumlu ve mütevazi olmuş.

1974-79 yıllarına kadar tüm işe alımları kendisi yapmış, o yıllarda işçi hareketlerini görünce psikolog marifetiyle ilk bilimsel insan kaynakları departmanını oluşturmuş.