12 Ekim 2021 Salı

Akışı Düzenlemek / Matias Birrell / 2020

Peter Senge, “bağımlılık (interdependence)” fikrine 20 yaşından beri tutkuyla bağlıymış. Sistem Yaklaşımını (Systemic Thinking) inceledikçe bir çok yazarın “bütün, parçaların toplamından fazladır” fikrini paylaştığını görürüz. Sistemler sadece bir araya gelmiş parçalardan ibaret değildir. Aynı zamanda bu parçaların kendi aralarındaki etkileşimi de ifade ederler. Sistemin çıktısı olan akış (flow) bu etkileşimin ürünüdür ve etkileşim olmadan tüm parçaları bir araya getirseniz bile aynı akışı sağlayamazsınız.

The Fifth Dicipline / Peter Senge kitabında Sistem Yaklaşımı beşinci disiplin olarak sunulur. Bu şirketler için fevkalade geçerlidir çünkü şirketler birer sistemdir ve yöneticiler akışı artırmaya çalışır. Akış hem malzeme / hizmetin müşteriye doğru gidişini hem de bilgi ve paranın müşteriden gelişini içerir. Öyleyse kendimize akışı nasıl iyileştireceğimizi sormalıyız. Synchronization / Matias Birrell kitabımda önemli noktanın firmadaki değişik akışların uyumlandırılması (synchronization) olduğunu belirttim. Bunu bozan etkenlerin sistemik çelişkiler olduğunu ve metodik bir yaklaşımla çözülebileceğini gösterdim. Ancak burada söz etmek istediğim bir konu daha var..

Uyumlandırmayı aynı anda yapılan birkaç aktivite olarak tanımlayalım. Şirketler gibi karmaşık sistemlerde aynı anda yürüyen çok sayıda akış vardır ve çıktıyı elde etmek için bunları uyumlandırmamız  gerekir.  Ya bu akışlardan birinin ritmi diğerlerinden farklıysa? Bir akış günler boyu sürüyorken diğer biri belki de saatler içinde bitiyordur, bunların çıktılarını nasıl uyumlandıracağız?

Farklı ritimleri örneklemek için sulanması gereken bir tarlayı düşünelim. Yağışlı günlerde yeterince sulanan tarlanın ilave sulama ihtiyacı olmayacaktır. Yağışsız günlerde önceki yağışlarda biriktirilen rezervuardan (gölet, set, baraj) yararlanabiliriz, bunun için de yağışlı günlerde bir rezervuarda suyu biriktirebilmemiz gerekir. Böylece yağışın kesikli ama sulamanın sürekli olmasına rağmen iki akış (yağış ve sulama) birbirinden ayılır ve istediğimiz zaman devreye alabileceğimiz hale gelir.

Şirketlerde talep, üretim, tedarik ve nakit akışları vardır. Her birinin ritmi farklıdır. Uyumlandırmak için rezervuar kullanırız, bu rezervuarlara TOC (Theory Of Constrains, Kısıtlar Teorisi) literatüründe tampon deriz. Tamponlar fiziki stok veya zaman veya kapasite cinsinden veya bunların kombinasyonu halinde olabilir. Örneğin tüketici ürünleri yapıyor ve derhal teslim istiyorsanız ürün bazında stok tamponu, siparişe üretim yapıyorsanız termin vererek zaman tamponu yaparsınız. Tamponlar birikme, aslında durma noktasıdır, dolayısıyla mümkün mertebe az olmalarını isteriz. Çok sayıda tampon olmasını tercih etmeyiz, sadece ritimleri çok farklı olan akışları ayırmak için tampon öneririz. TOC uygulamalarında akışın tamponlarla kontrolü uzun yıllardır başarıyla tecrübe edilmiştir. Bu yöntemde ritim değişikliklerine göre tampon büyüklüğü dinamik ayarlanmaktadır.

Şirketinizdeki akışlar arasında uyumsuzluk var mı? Belki de seçilmiş noktalara uygun şekilde yönetilen tamponlar eklemeniz gerekiyordur…

Orjinali: Matías Birrell

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder