21 Aralık 2021 Salı

VUCA dünyasındayız diye şirketiniz de VUCA ortamında olmak zorunda değil! (1/2) / Gustavo Bitar / 2021

VUCA world, VUCA company? / Gustavo Bitar 10/11/2021

Bu terimi duymuş olmalısınız, yine de kısaca hatırlatayım: 1987 senesinde Warren Bennis ve Burt Nanus bu terimi oluşturdu. Volatility, Uncertainty, Complexity, Ambiguity.

Volatile – Oynak, değişim kaçınılmaz oldu. Uncertain – Belirsiz, ne olacağını öngöremiyoruz. Complex - Karmaşık, olgular tek başımıza kavrayamayacağımız kadar birbirlerine bağımlı. Ambiguous – Muğlak, farklı bakış açılarıyla farklı yorumlanabiliyor, sebep -sonuç ilişkisi kurmak kolay değil.

Hepimiz bu ortamdayız ancak aynı endüstri kolundayken bile her birimizin, şirketlerimizin verdiği tepkiler farklı.. Organizasyon yapısı ve yönetim anlayışındaki farklar alınan sonuçları da değiştiriyor.

VUCA ortamındaki bir şirketi canlandırmaya gayret edelim: 

Gündemleri Volatile – oynaktır, işler henüz bitmemiş olsa da dünkü önceliklerle bugünküler farklıdır. Öncelik listesi için müşteriler – departman müdürleri çekişir. İşler Uncertain – belirsizdir, çünkü proaktif değillerdir, olaylara tepki verirler, değişimi izlemekte zayıf kalırlar. En güçlü oldukları noktaya odaklanmakta kararsızdırlar, “her fırsatın değerlendirilmesi gerektiğine” inanırlar. İşleyiş Complex – karmaşıktır, maliyet tasarrufuna odaklıdırlar, bir departman için en iyisini yapmaya çabalarken şirketin amacıyla çelikiler ortaya çıkar, umulmadık darboğazlar oluşur, acil durumların arkası kesilmez. Aynı zamanda Ambiguous – muğlaktır, ulaşılamayacak dengelerin peşindelerdir, örneğin bir yandan inovasyon isterken diğer yandan maliyeti düşürmeye çalışırlar, iletişim bulanıklaşır.

Bu ortamın sonuçlarını kızgın bir ütü metaforuyla görmeye çalışalım.

Çalışanların günlük işleri arasına sürekli yeni konuların aniden girişini hiç bir koruma önlemi olmayan kızgın ütü olarak düşünün. Dolayısıyla çalışanlar yaralanmamak için bu yeni işlere mesafeli davranacaklar hatta diğerlerini de “dikkatli olmaları” için uyaracaklardır. Bu durum State of the Global Workplace 2013 Report / The Gallup tarafından teyit edilmiştir, çalışanların %52 si kendilerini işlerine bağlı hissetmiyor, %18 i işinden hoşlanmıyor çıkmıştır.

Yönetimdekiler için durum biraz daha değişiktir, firmadan kolayca vazgeçemezler, yaralansalar bile bunu kader olarak görür ve ütüye tutunurlar. Bu ruh hali tükenmişliğe, sürmenaja dönüşecektir.

Başlangıçta fiziksel ve duygusal yorgunluk hissedilir. Eğer bu stresi bünye kaldıramazsa bu sefer şüphecilik – yabancılaşma oluşur, artık karar verme yetisi zarar görmüştür. İşinden hoşlanmayan %18 lik kesim bu durumdadır. Eğer baş edilemezse çöküş başlar, verim düşer, kimlik bunalımına girilir. Fiziksel olarak yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, gastrit, uykusuzluk, asabiyet, ... rastlanılır. Bu sıkıntılar CEO lara özgü değildir, çalışanlarda da görülür.

Çalışanlar ve yöneticiler VUCA mağdurudur ancak mağduru oynamak firmayı çözüme götüremez. Çarpıcı olan CEO ların bu davranışın kök sebebiyle mücadele edeceklerine “bunun yönetim kademesinde olmanın bedeli olduğuna inanmaları” ve sürekli olarak çalışanların yeterince çaba göstermediğinden şikayet etmeleridir.

Çözümün zorluğu ilgili davranışın kolayca belirlenmesine rağmen arkasındaki kök sebebin aynı kolaylıkla bulunamayışıdır. Kök sebep firmanın organizasyon yapısı, yönetim biçimi, çalışanların değerlendirilme yöntemleriyle ilişkilidir.

Devam yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder