17 Ekim 2016 Pazartesi

Endüstri4.0 - Demografi - KOBI - Türkiye....

1. Genel Eğilimler
Rönesans/Reform hareketinden sonra dünyada keşifler Avrupa’dan batıya doğru yapıldı. Uzak doğunun uzaklığı da batıya doğru gidilerek ulaşılmasındaydı. Emek yoğun sanayiyse doğuya doğru yayıldı. Sanayi devrimleriyle birlikte işçi sınıfı ortaya çıktı, şartlar iyileştikçe ucuzlaması açısından teknolojisi batıda tutularak angaryası doğuya doğru kaydırıldı. Kuzey Afrika, Doğu Avrupa derken Bangladeş, Hindistan, Tayland, Çin bu şekilde geldi. Tur tamamlandı, daha doğuya gidince yeniden batıya geliyor olduk.

Dünya nüfus artış haritasına bakıldığında kabaca Osmanlı’nın Kanuni zamanı sınırlarına benzeyen bir coğrafyayla karşılaşırsınız. Çoğunluğu Müslümandır, hakim diller Türkçe ve Arapçadır. Genç nüfus vardır, talep canlıdır, doğal kaynaklar (petrol, doğal gaz gibi) nedeniyle ahalinin bir kısmında ciddi alım gücü de vardır. Türk Cumhuriyetleri Rusya’ dan ayrılarak bireyselleşmişlerdir. Arap devletlerinde de Arap Baharı etkisi görülmüştür. Bu coğrafyada gerginlikler bitmez, Batının katkısıyla yıkılan yerler Batının yardımıyla yeniden inşa edilerek Pazar canlı tutulur. The Next 100 Years isimli kitapta ülkelere biçilen roller aleni şekilde gösterilmiştir. Dünya Düzdür, Yeni Küresel Sahne, Küresel Demografik Değişim,

Aynı dönemde batı ve kuzey ülkelerinde ortalama ömür uzamıştır, daha çok insan yaşlı ve sağlıklı olarak hayata devam etmektedir. Bu coğrafyada nüfus artışı yok denecek kadardır. Çalışacak genç bulamadıkları gibi, askere alacak genç bulmak ta zorlaşmıştır. Dolayısıyla insansız savaş araçları, vuruş gücü artırılmış özel donanımlı komando veya “batı” için savaşmaya hazır diğer coğrafyanın insanları ortaya çıkmıştır. Bu ülkelerde sosyal güvenlik sorunludur, az sayıda çalışanın bakması gereken yaşlı emekliler çoğalmaktadır. Yaşlanan bu insanlara, tahsil ve sağlık düzeylerine uygun olarak “nitelikli” işler sağlanmalıdır. Bu ülkelerde yaşanan asayiş sorunları onları “göçmenleri işçi olarak buraya getireceğimize yatırımcılarımızı patron olarak oraya götürelim” çözümüne ulaştırdı. Böylece çevreleri temiz kalacak, asayiş sağlanacak, zamanla milli unsurları arınmış olacaktı. Bunun için tedarik zincirlerinin pürüzsüz çalışması ve mutlak surette kontrolün uzaktan batılı tarafından sağlanabilmesi gerekliydi.

Almanya özelinde bakalım. Milli unsur ciddi şekilde belirgindir, nüfus yaşlı ve eğitimlidir, disiplinlidir, yüksek teknolojiye yatkındır. Ülkedeki göçmenler asayiş sorunu olarak algılanır, yeni göçmen kabulünde isteksizdir, otomotiv – ecza – kimyevi – dayanıklı ev eşyası – elektronik gibi tedarik zinciri kapsamında kurgulanabilecek endüstrilerde liderdir. Türkiye ile yakın ilişkilidir, müttefiklikten Almanca eğitim yapan kurumlara, 400+ Alman menşeili işletmeye kadar Türk ekonomisi içinde faaldir. Türkiye’ de Endüstri 4.0 konusunun Alman güdümünde ve bu sektörlerde yaşanması boşuna değildir. Bana göre Endüstri 4.0 Almanya’nın yeni dünya düzeninde kendisine hakim konum kazanma konusunda çok başarılı bir adımıdır.

Türkiye’nin bu oyunda figüran değil, önemli bir rol alabilmesi için şartların tarafsız bir gözle değerlendirilmesi gerekir. Almanya özelinde, ilgili endüstrilerde devlet kurumlarını (gümrük gibi) kapsayacak şekilde düzenlenmeli ve KOBİ’ lerimizi (Türkiye’de kayıtlı şirketlerin %98i KOBI’ dir) koruyabilmelidir.

2. Paradigma Değişimi
Bilinen tarihte insanlık yaklaşık 12,000 yıl boyunca avcı-toplayıcı-zanaatkar olarak yaşadı. 1800 lerdeki ilk sanayi devriminden bugüne kadar geçen 220 yıldır işçi – memur – müdürüz. Dolayısıyla zamanın akışı hızlanırken , üst üste olaylar gelişirken buna alışacak veya uyum sağlayacak kadar fırsatımız olamadı. Paradigma değişmişti ama fark etmek zor, uyum sağlamak daha da zordu.  Dahası sanayi devrimi belli bir yılda olup bitmiyordu, yıllar boyunca ve dünya etrafında dolaşarak devam ediyordu. Herhangi bir anda bir ülkenin bir bölgesindeki ikinci sanayi devrimi başladığında başka bir ülkenin bir yerlerinde (Auberginler gibi) daha birinci sanayi devrimi başlamamış olabiliyordu. Paradigmanın Neresindesiniz? , Reconstructing Your Worldview, Mindset, Yeni Paradigma, Paradigmayı Kim Değiştirebilir?, Paradigmayı anlamak, Paradigmayı Hissetmek, İsmail, Paradigma İşinize yarar mı?, DüzÜlke

Eski paradigmanın dört önemli kavramı “Kesinlik / Bolluk / Bağımsızlık / İtme” şeklindeydi. Günler birbirinin aynısıydı, yarın bugüne benziyordu, tahmin edilebiliyordu. Haberleşme olanakları sınırlıydı, aynı ülkedeki tedarikçilerin birbirlerinden haberi olamayabiliyordu. Bu dönemde lokal optimaların toplamı global optimayı veriyordu, parçalara ayırarak anlamayı ve yönetmeyi kolaylaştırabiliyorduk, birim maliyet kavramı hızla tutunmuştu, ABD hükümeti GAAP adıyla bunu resmileştirmişti. Kesinlik sayesinde MRP ve optimizasyon kullanılabiliyordu. Talep arzdan fazlaydı, yeterki üretilebilsindi. Kapasitede sınırsızlık maliyetine bakılmadan sağlanabiliyordu, Fiyat = maliyet + kar olarak çalışılıyordu. Stokları müşterilere doğru itiyorduk, her şey satıldığı için stok bilançoda varlık olarak (bugün de öyledir) kıymetli karşılanıyordu. Henry Ford’ u yanlış anlamışım

Zamanla bu kavramlar “Belirsizlik / Kısıtlılık / Bağımlılık / Çekme” şekline dönüştü. Dünya hızlandı, arz talebi aşınca stoklar depolarda birikmeye başladı, nakit akışı bozuldu, aşırı stoklara rağmen istenen ürünler bulunamayınca daha da çok stok yapmaya gayret edildi. Süreçler ve firmalar birbirlerinden haberdar oldular, birindeki aksama diğerlerini de etkilemeye başladı. Değişkenlik süreçlere, tedarik zincirlerine büyük zarar verdi, yer yer aşırı stoklar oluşurken, yer yer yetersiz stoklar nedeniyle üretim aksadı veya satış kaçırıldı. Artık hızla değişen şartlar yüzünden MRP ve optimizasyon kullanılamıyordu, ne kadar hızlı hesaplansalar da sonuçları aynı hızla geçersizleşiyordu. Siyah Kuğu, Siyah Kuğu ve Değişkenlik, Siyah Kuğu ve Tahmin, Siyah Kuğudan sakınmak, Thinking Fast & Slow, Tahminleme hakkında kışkırtıcı düşünceler, Optimizasyon hakkında kışkırtıcı düşünceler, Birim maliyet hakkında kışkırtıcı düşünceler, Perakendenin Temel Sorunu Nedir?, Sürekli iyileştirme nasıl sağlanır?

ABD deki bir araştırmada artan teknolojik ve yönetim becerisine rağmen, iki katına yükselen işçilik verimine rağmen ROI de 1960 lardan beri sürekli gerileme olduğu belirlendi. Eski paradigmanın yönetim araçları artık işe yaramıyordu. Hayalet Ekonomi, ROI Erozyonu

CAS-Complex Adaptive Sytems – Karmaşık Uyumlu Sistemler kavramı, kaos teorisi, kelebek etkisi, Heizenberg belirsizlik kuramı,…. Derken artık doğrusal dünya (Newton) bitmişti. Buna uygun ve değişime (evrime) dayanıklı yapılar olmalıydı. Artık ne bildiğin değil, ne kadar hızlı öğrenebildiğin, ne kadar iyi uyum sağlayabildiğin önemliydi. Evrim insan formuyla beraber bitmemişti, devam ediyordu, bir üst form şirketlerdi, takip eden tedarik zincirleri oldu. Doğal seleksiyona karşı başarıyla dayananlar en akıllılar değil, en iyi uyum sağlayanlar olacaktı (Darwin). Signals & Boundaries

Endüstri 4.0 körü körüne izlendiğinde amortisörsüz bir araba ortaya çıkaracaktır, “şeyler bağlanacak” ve işler kendiliğinden yürüyecektir. Bir yerdeki aksama tüm sistemi kolayca tıkayabilecektir, kırılgan bir yapıdır, evrime uygun davranma becerisi kazandırılmalıdır. Belli noktalarda uygun zaman-stok-kapasite tamponlarıyla desteklenerek değişime direnci sağlanmalıdır.

3. Temel Teknolojiler
AI, Big Data, Augmented Reality,... gibi teknolojiler Almanya için “temel” sayılabilir ancak Türkiye özelinde “ileri” sınıfında olduklarını düşünüyorum. Daha temel teknolojilere ihtiyacımız var; örneğin ERP kullanımı sanayimizin sadece %20 siyle sınırlıdır. Ürünlere bulunurluk sağlama konusu henüz çözümlenememiştir. İsrail – Türkiye Karşılaştırmalı kalkınma öyküleri

Kişisel görüşüm yeni paradigma içinde amacın yüksek teknolojiye geçmek DEĞİL, rekabetçi kalabilmek olduğudur. Blue Ocean, LODER-MTSO 2014 yılı birincilik ödüllü projem, Sağlık Bakanlığı için hazırlanan proje

Michael Porter / Rekabet kitabında kavramı enine boyuna inceliyor, blog sayfamda bölüm özetlerini (1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15) görebilirisiniz. Dolayısıyla Türkiye için Jeopolitik konum avantajı bence hâlâ kullanılabilir. Avrupa’ nın Endüstri 4.0 veya başka bir formatta tedarik zinciri içinde Türkiye olacaktır. Bu kapsama Lojistik sektöründe dahil olmak ve bunu “bulunurluk” sağlayarak gerçekleştirmek bizi rekabetçi kılar. Kazanılan zaman zarfında inovasyon – girişim – arge – eğitim çalışmaları yapılabilir, master plana bağlı olarak seçilmiş sektörlerde KOBI’ leri içerme şartıyla Endüstri 4.0 dönüşümüne devam edilebilir. Location Is Still Everything, SCHAIN Vaka Analizi

Paradigma değişimiyle birlikte yoğun belirsizlik ve hız içeren bir dünyada yaşar olduk. Bu nedenle tahminler tutmuyor, optimumlar hızla geçersizleşiyor ve sonuçta lokasyon bazında yüksek genel stok seviyelerine rağmen aynı zamanda bazı ürünlerde aşırı stok varken bazılarında yetersiz stoklar ortaya çıkıyor. Availability-Bulunurluk bu noktada önem kazanıyor. Eski paradigma ürünü Tahmin-MRP-Optimizasyon-Birim Maliyet araçlarıyla bulunurluk maalesef sağlanamıyor. Yeni paradigmaya uygun yalın – Kısıtlar Teorisi araçlarıyla daha başarılı sonuçlar alınabiliyor.  Kısıtlar Teorisini satmak neden zor-1, Kısıtlar Teorisini satmak neden zor-2

Bu durumda benim senaryom şu şekilde olacaktır: Avrupa istediği herhangi bir teknolojik seviyede küresel tedarik ağı kurabilir. Türkiye bu ağda üretici olarak yer alabilir veya alamadığı haller olur. Ancak her halikarda tüm ürünler Avrupa’ ya yakın + Avrupa’ yla çalışmaya alışık + Lojistikte Endüstri 4.0 şartlarını karşılamış + Bulunurluk sağlayabilen ve dolayısıyla tedarik ağı içindeki alım emirlerini koordine eden “amir” yapısıyla Türkiye’deki dağıtım merkezlerinden geçer. Böylece Türkiye lojistikte deniz-hava-kara-ekspres-network gibi her alanda Hedef2023 ilkeleriyle uyumlu olarak gelişirken bir yandan da Avrupa’ ya üst seviyede “bulunurluk” hizmeti ihraç etmiş olur. Devlet seviyesinde özellikle gümrüklerde Endüstri 4.0 uyumluluğu şarttır. Ekstrem şartlarda bu servis Avrupa’ da yerleşik dağıtım merkezleri için Türkiye’ de yerleşik firmalarca “uzaktan erişimle” de sağlanabilir. Örneğin İngiltere’deki British Railways gibi kurumların çağrı merkezleri Hindistan’ dadır. Hindistan’ da robotik cerrahinin kumandası ABD’ den yapılabilmektedir. Organizasyonların Büyüme Aşamaları,

Bu senaryoda kazanılan “bulunurluk” kabiliyeti milli ekonomide KOBI’ lere küme-SaaS-ana firmanın hizmeti vb değişik modellerle ulaştırılabilir. Milli ekonomide israfı azaltır, verimliliği artırır, uzun vadede Endüstri 4.0 yayılımını kolaylaştırır.

Bulunurluk kabiliyeti sır değildir, Kısıtlar Teorisi Tamamlama çözümü bunu sağlar, www.scai.tech web sitesine veya https://daha-iyisini-yapabilirmiyiz.blogspot.com.tr adresindeki blog sayfama bakabilirsiniz. İşte Temel Teknoloji budur! Entropi kavramıyla ilişkisine bakabilirsiniz. Tercüme ettiğimve Kısıtlar Teorisinin Tamamlama çözümünü anlatan E.M.Goldratt’ ın son kitabı  Isn’t It Obvious? özetine bakabilirsiniz.

4. Türkiye’ ye Etkileri!
4.1. Toplumsal
Ülkemizde dini eğilim giderek artmaktadır. İslamın halka anlatılma tarzında temel bir vurgu değişikliği gerekir. Aslında İslam okumaya – araştırmaya – çalışmaya değer verir. Kur’an’ da “firmalar – devletler kurarak, özendirecek tarzda yaşamaya” ve böylece İslama davet kavramı vardır. Tevekkül için önce gayret etme şartı vardır. Tamamen kaderci değildir. Doğruyu savunmayı özendirir, sadece itaat etmek değildir. Bu tema vurgulandığı sürece artan genç nüfusun üretken kalması, eğitimi mümkün olabilir. Blog yazıma bakabilirsiniz.

Benzer şekilde Atatürk fikriyatı da vurgulanmalıdır. Hedefin muasır medeniyet seviyesi olduğu, cumhuriyetin gençlere emanet edildiği, övün-çalış-güven coşkusu anlatılmalıdır.
Ülkemizdeki oryantal kültürün (elinden geleni yapmak) etkisi hafifletilmelidir, çaba kadar sonuca da değer verilmelidir.

Okullarda konuşmaya – okumaya – yazmaya yetecek nitelikte İngilizce eğitimi sağlanmalıdır. Belirlenen şartları sağlayabilen gençlere zorunlu 3 aylık yurtdışı İngilizce kamp bursu sağlanabilir.
Okullarda müfredat hafifletilebilir ve açılan zamana dijital okuryazarlık sağlayacak fırsatlar (bilgisayar kullanımı, mobil aplikasyonlar, kod yazımı,…) yerleştirilebilir. Uzak erişimle yüksek kalibredeki eğitmenlerin dersleri Türkiye sathında izlenebilir hale getirilebilir. Yurtdışındaki seçilmiş kurumların uzaktan eğitim programları gençlere devlet eliyle sunulabilir.

Okullarda temel matematik görgüsü mutlaka kazandırılmalıdır. Bu görgü Problem Çözme Teknikleri, kültürel farklar, dinler tarihi, dünya vatandaşlığı, demokrasi, çevre bilinci, Avrupa Birliği kavramı vb konularla zenginleştirilmelidir. OECD ülkeleri arasında ortak yapılan PISA sınavlarında ülkemizin sonuçları oldukça kötüdür. Yüksek skor alan ülkelerdeki müfredatlar incelenebilir, Kısıtlar Teorisi – Thinking Process – Düşünme Süreçleri kavramına fırsat verilebilir.

Y kuşağının “anlam arayışı” bir şekilde cevaplanmalıdır. Bu cevap milli – oryantal – islami olabilirse kucaklayıcı hale gelecektir. Bu kuşak için girişimcilik önemli bir seçenektir, canlı tutulmalıdır.
Eğitime yaşam boyu devam olanağı sağlanmalı ve özendirilmelidir. Geçiş dönemindeki orta yaş kuşağı için PISA benzeri bir değerlendirme raporu yayınladı ve Türkiye’ deki bu ara kuşağın durumu gençlerden de beter göründü. Birdenbire dönüşüm olamayacağına göre stratejik olarak bu ara kuşağa belirli yeteneklerin kazandırılması gerekecektir.

4.2. Ekonomik
Endüstri 4.0 fosil yakıtlardan elektriğe doğru geçişi beraberinde getirecektir. Elektrik fosil yakıtların aksine sürdürülebilir rüzgar-güneş-kayagazı vb kaynaklardan elde edilebilmektedir. Bu da eski dünyanın alışılmış ekonomik işleyişini değiştirecektir. Şimdiden ortadoğudan Amerika kıtasına doğru olan tanker hareketi azalmıştır, tankerlerin kuru yük gemilerine dönüşümü söz konusudur. OPEC gücünü yitirecektir. Türkçe-Arapça coğrafyanın önemli bir avantajı kaybolacak, geriye Türkçe-Arapçaya ilave olarak İngilizce bilen yetişmiş genç nüfus kalacaktır. Entropi, Resource Revolution,

Artan elektrik bağımlılığı yakın zamanda kablosuz elektrik aktarımını zorlayacaktır. Samsung’ un kablosuz şarj olabilen telefonları bunun öncüsüdür. İngiltere’ de işaretli şeritte giderken elektrikli otomobilin şarj olmasını sağlayacak bir deneme devam etmektedir. Bu aynı zamanda demografik gerçeklerle birlikte değerlendirilmelidir. Kuzey-batı dünyasında genç nüfus azalınca işçi kadar asker de azalmıştır. Bu sebeple insansız araçlar, vuruş gücü artırılmış komandolar görülmeye başlanmıştır. Böyle bir ordunun savaş sahasında hareket kabiliyetini koruyabilmek için kablosuz elektrik aktarımı – şarj çok kritiktir.

İletişim altyapısında ve yazılımlarında “yerli know-how” kritiktir. Bir sonraki olası darbe kolaylıkla dijital olarak gerçekleştirilebilir. Türkiye’ nin milli iletişim – uydu – internet – işletim sistemi – devlette kullanılan yazılımlar gibi “stratejik değeri” olan noktalarda yerliye dönüşümü önemlidir. Askeri seviyede jammer-proof iletişim olanağı sağlanmalıdır. Sınır karakolları veya elverişsiz doğal şartlardaki karakollarda dijital izleme-çevrimiçi müdahale olanakları sağlanmalıdır. Böylece daha az şehit görmek mümkün olacaktır.

Devlet katındaki uyum kimlik – ehliyet – pasaport – ruhsat – merkezi bilgi sistemi çerçevesinde olmalıdır. Kimliklere eklenecek RFID etiketlerle havaalanı – otoyol gişesi – resmi kurum girişi vb yerlerdeki kontrol etkinleşir, hızlanır. Bu evrakın kendi içindeki uyumu sayesinde GBT kolaylaşır. Aselsan, Arvento benzeri yerli sermayeli yüksek teknoloji şirketler aracılığıyla trafiğe yeni çıkan araçlara ve trafik muayenesine girecek araçlara taşıt takip sistemi zorunlu hale getirilebilir, bu sistem ehliyetteki çipi – RFID etiketi okumadan aracı çalıştırmayacak şekilde kurgulanabilir. Trafik kazası istatistikleri en kötü olan yerlerden başlayarak 24 saat otomatik izlemeli trafik kontrolü yapılabilir, kaybolan araçların yeri tespit edilebilir, otoyol gibi kalabalık trafikli yerlerde asayiş kontrolleri kolaylaşır. İsrail’ deki gibi ücretsiz wi-fi erişimi sağlanarak kullanıcıların dijital takibi yapılabilir, meydanlardaki toplantı-miting-eylem vb katılımı belgelenebilir. Terörle mücadele konusunda bir fırsat sağlayabilir.

Uzaktan eğitim, kaliteli eğitimin Türkiye’ de herkese ulaşmasında önemli rol oynayabilir. Benzer şekilde uzaktan çalışma opsiyonu büyük şehirlerde trafik sorununu hafifletebilir. Büyük şehirlere göçü azaltabilir hatta tersine çevirebilir. Erzurum’ daki çağrı merkezi operasyonları iyi bir örnektir.
Dijital altyapıya hak ettiğinden fazla önem verilmesi halinde temel altyapıda gecikmeler yaşanabilir. Standartlar belirlenmeden yapılacak altyapı çalışmaları yakın zamanda tekrarlı ve dolayısıyla israf yaratan yenilemelere yol açabilir. Yedekli sistem kurulumu şarttır, Türkiye deprem bölgesindedir. Altyapı çalışmaları vasıfsız – az vasıflı – 4.0 nedeniyle işinden olanlara öncelik verilecek şekilde iş yaratabilir. Tarımda arazi birleştirmeleri, mekanizasyon, gübre optimizasyonu vb tedbirler gerekecektir, eskinin sanayi işçileri köye dönerek çiftçi – çoban olabilmelidir. Tohumculukta inovasyon ve arge Türkiye için zorunludur, kullanılan tohumun büyük kısmı İsrail menşeilidir.

Dijital para- Bitcoin göz önünde tutularak mevzuat ve küresel uyum sağlanmalıdır. Bu durumda Türkiye için vergi kaybı olmayacak bir çözüm bulunmalıdır.

4.3. Hukuki
Tek numarayla kişisel takip ve merkezi sistemde bilgi işlenmesi çeşitli sahtekarlıkları kolaylaştırabilir. En basitinden seçilmiş kişilere kayırmacı bakış açısıyla trafik ihlali serbestisi tanımlanabilir. Merkezi sistemde kişinin haberi olmadan veri değişikliği yapılabilir. Çeşitli kötü niyetli kişilerce olası erişim kodunun çalınması – kaybı vb (gasp, darp, kayıp, çocuk-yaşlı zayıflığı gibi) durumunda kişisel kayıtlarda önemli hasar riski vardır.

Bir diğer risk sisteme kayıt olmayı geciktirerek veya başkasının verisiyle kayıt olarak veya ölenin kaydını düşürmeyerek veya sistemden kaydını sildirerek vb sistemden izini kaybettirmek mümkün olabilir. Yasa dışı kişisel iletişim ve bilgilerin takibi kolaylaşır, suistimal edilebilir. Big Brother – 1984 hissi vermeden, “önce emniyet” temasıyla bağımsız kuruluşlara denetim ehliyeti verecek bir sistem kurgusu düşünülebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder