22 Nisan 2015 Çarşamba

Paradigmanın Neresindesiniz? 4. Gelir Dünyası


4.     GELİR DÜNYASI (THROUGHPUT WORLD)

Dünya giderek artan bir hızla değişiyor. Binlerce yıllık durağanlıktan sonra gelen gider dünyası tüm kurumsallığıyla yeni paradigmayla aramızdaki engeldir. Bu sistemin ürünü olan bizler bu sisteme göre düşünürüz, hareket ederiz. İşe alırken sisteme uygun adayları seçeriz, iş başında sisteme uygun eğitim veririz, sistem içinde tecrübe kazanırız. Mevcut sistemden yararlandığımız için Newton’un dediği gibi dış etken olmadıkça hiçbir şeyi değiştirmeyiz.
Sonrasında bazıları değişir, daha iyi sonuçlar alır, zamanla rekabete dayanamayız ve Darwin’ in işaret ettiği gibi doğal seleksiyona kurban oluruz.
Son demlerimizde Newton’ u hatırlayarak “daha çok çalışırsak, daha iyi sonuçlar alacağımızı” umarız. Dolayısıyla tahmin sistemlerine, MRP – ERP sistemlerine, WMS (Warehouse Management System) yazılımlarına yatırım yaparız. Optimizasyon peşinde koşarız. Taşeronlaştırırız, fasona çıkarız, ürün iptal ederiz, otomasyona para ve umut bağlarız. Ancak dünya artık doğrusal olmadığı için emeklerimiz ve paramız boşa gider.
Newton önümüze son defa çıkar, etkiye denk tepki vardır, küseriz, kızarız, karalarız, mağduru oynarız. Dış etkenlerden kaynaklandığını düşünürüz, bir daha fırsat olsa daha iyisini yapacağımızdan eminizdir. Zaten hiçbir peygamber kendi toprağında hoşgörüyle karşılanmamıştır. Mesajı almamakta direniriz. Einstein’ ın dediği gibi “aynı işleri yaparak farklı sonuçlar beklemek deliliktir”.
Aslında dünya artık doğrusal olmayan şekilde işlemektedir. Küreselleşen ekonomide şirket ölçeğimiz atom mertebesindedir, biz değilsek bile iletişim fiber optik kablolarda ışık hızına yaklaşmaktadır, tek bünyede entegre tesisler yerine ağ örgüsünde bir araya gelen etkileşimli tedarik zincirleri oluşmuştur.
Kaos teorisindeki kelebek etkisi artık gerçektir, bu yüzden optimizasyon teknikleri aşırı kırılgandır, işe yaramaz. Buna ilave olarak piyasalarda aşırı bir değişkenlik vardır, dolayısıyla tahminleme modelleri de işe yaramaz.
Tedarik zincirleri uzadıkça kamçı etkisi belirginleşir, ürün ağacındaki katman sayısı arttıkça ürün ağacı dengesizleşir. Bunlar, bilinen asgari sipariş miktarları, tekrar sipariş kuralları, lokal verimle birleştiğinde yıkıcı olur.
Artık CAS veya dissipatif sistem formuna geçilmelidir. Böylece doğal seleksiyona karşı direnebilen ve öğrenebilen bir organizasyon oluşturulabilir. Gelir dünyası, akışın dünyasıdır.
Devam etmeden önce bazı terimleri kısaca açıklayalım:
Kelebek Etkisi (Butterfly Effect), başlangıç şartlarına olan aşırı hassasiyettir. Parametrelerden birindeki küçük bir değişiklik önemli bir karar noktasında ters yönde karara neden olabilir. Özellikle çok parametreli, çok varsayımlı geniş optimizasyon problemleri bu açıdan yüksek risk içerir.
Kamçı Etkisi (Bullwhip Effect), talepten tedarike uzanan zincirde bir uçtaki küçük bir dalgalanmanın temin süreleri ve asgari sipariş miktarları nedeniyle diğer uca çok daha geniş bir dalga olarak ulaşmasıdır. Peter M. Senge 5.Disiplin kitabındaki bira oyunu şahane bir deneydir.
Ürün Ağacı Gerginliği (nervousness), Malzeme İhtiyaç Planlaması esnasında görülür, sistem tahmine dayalı talepleri kullanarak ürün ağacını patlatır, işletme içindeki stokları eksiltir ve asgari sipariş miktarlarına göre iş emri açarak sistemi yükler. Akış sürelerindeki değişkenlikler, ortak kullanılan malzemeler, tahminden farklı gerçekleşen tüketim, arızalar, kalite sorunları, … derken ürün ağacının alt seviyelerinde miktarlar çok hızlı değişir.
Dissipatif sistem (Dissipative Structure), çevresiyle enerji değişimi yaşayan açık sistemdir. Bu yapılar, enerji girişi olmazsa dağılıp yok olurlar. Enerji hareketi düzensizdir, yapılar hep daha karmaşığa doğru evrilir ve giderek değişkenliğe karşı daha korunmasız hale gelir. Esneklik kayboldukça doğal seleksiyon riski artar. Kıyamet müjdesidir ancak Newton mekanik dünyasını, canlı bir organizmaya değiştirmeyi başarmıştır.
KUS - Karmaşık Uyumlu Sistemler (CAS: Complex Adaptive Systems), dissipatif sistemlerin geliştirilmiş formudur. Bu çerçevede organizmalar çevreleriyle etkileşirler, birlikte hayatta kalacak yönde davranırlar. Değişkenlik hem kaderdir hem de hayatta kalmak için fırsat.
Kaos Teorisi (Chaos Theory), başlangıç şartlarındaki küçük değişimlerin sistemin sonucunu önemli ölçüde etkileyebileceğini söyler. Kelebek etkisi olarak tanınır. Üç önemli bileşeni başlangıç şartlarına hassasiyet, topolojik karma ve periyodik yörüngeye yakınsamadır. Bu bileşenler Gelir Dünyasına uygun Kısıtlar Yönetimi kuramına can vermiştir.
Görüleceği gibi Gelir Dünyasında determinizm yoktur, belirsizlik vardır. Değişkenliği tamamen söndürmek mümkün değildir. Değişkenlik ihmal edilemeyecek kadar ciddi boyuttadır. Başlangıç şartları da değişebilir, planlar uygulanırken de şartlar değişebilir. Kullanılan yöntemlerin bunu dikkate alması gerekir.
Bu dünyada sınırsız kaynaklar yoktur, kaynaklar kısıtlıdır. Kimi zaman makine, kimi zaman para, belirli vasıfta çalışan, yöneticilerin zamanı,… her zaman bir kısıt vardır. Kısıt iyi veya kötü olarak nitelenemez. Kısıt gerçektir ve gereklidir. Herhangi bir kısıt olmasaydı insan gibi organizmalar sınırsız çoğalarak kendi sonunu getirirdi. Kontrolsüz hücre çoğalması “kanser”dir. Bu dünyada olduğu gibi kalanlar, atalete kapılanlar tipik entropik gerçekle yüzleşir, doğal seleksiyonla birlikte elenirler. Firmalar doğal hayattaki besin zinciri gibi ekonomik hayatta bir tedarik zincirine dahil olarak “birlikte” yaşamayı öğrenmelidir.
Gelir Dünyasında mükemmel yoktur, “yeterince iyi” vardır. Daha detaylı bilgiye ulaşmaya çalışırken eldeki bilginin güncelliği kaybolur. Kimi zaman attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez. Kimi zaman topladığınız verilerin arasında karşılıklı bağımlılıklar vardır, biri değişirken diğerinin değiştiğini gözden kaçırabilirsiniz. Öylesine çok veri vardır ki, gerçekten önemli ve konuyla ilgili olanları seçmekte zorlanabilirsiniz. Oysa ki olası çıktılar birbirine benzerdir, eğer değişimi dikkate alarak uygulayabiliyorsanız hedeflediğinize yakın bir noktaya ulaşabilirsiniz. Bu elbette nokta atış değildir ama çok kötü de değildir.
Çok bilinen zincir anolojisini gözden geçirelim.
Gider Dünyasında zincirin halkaları işletmedeki tüm proseslerdir. Bunlar sadece üretim prosesleriyle sınırlı değildir, insan kaynaklarından muhasebeye, satıştan planlamaya kadar tüm prosesler dahildir. Bu analojide halkanın ağırlığı maliyeti ve  zincirin taşıyabileceği yük de akışı temsil eder.
Hafifletilen halkalarda maliyet tasarrufu yapılmıştır, sistemin tamamında yapılan tasarruf halkalardaki tasarrufların toplamıdır. Dolayısıyla doğrusal dünyanın etkisi geçerlidir, parçaların toplamı bütünü verir. Bazı halkalar diğerlerinden daha güçlüdür, tüm halkalar aynı değildir.
Toplam Kalite Yönetimi veya Yalında tüm halkalar öncelik gözetilmeden iyileştirilmeye çalışılır. Kapasiteyi dengelemek için öncelik tasarruftadır ve ağır halkalar inceltilir.
Ancak zincirin taşıyabileceği yükü sadece en zayıf halka belirler. Dolayısıyla hafifletilen halkalar maliyet tasarrufu yapsa bile akışı artıramaz. Öncelik olmadan yapılan iyileştirmeler zaman kaybı yaratır ve zayıf halkaya sıra gelene kadar akışı etkileyemez.
Doğrusal Dünyanın sonuna geldik. Halkaların dayanım güçlerinin toplamı, yani parçaların toplamı bütünü verememiştir. Kaybedilen zaman zarfında kayıp akış kadar gelir ziyan olmuştur.
Bu tekniklerin aksine Kısıtlar Yönetimi dünyanın doğrusal olmadığını kabullenir, kısıta odaklanır, maliyet tasarrufu yapmaya kalkışmadan zayıf halka için yatırımı dahi göze alır ve akışı hemen artırmaya çalışır. Tüm iyileştirme çabası zayıf halka içindir. 
Sonraki bölümlerde akışa giden yolları (Ford, Yalın, Kısıtlar Yönetimi) karşılaştıracağız. Maliyet muhasebesinin yıkıcı etkisini örnekleyeceğiz. Doğrusal Dünyanın araçlarını (tahmin, optimizasyon, MRP, CPM) değerlendireceğiz. En sonunda Kısıtlar Yönetimini tanıtmaya ve akla uygunluğunu değişik bakış açılarıyla göstermeye çalışacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder