Örneğin ortalama süresi 60 saniye olan bir proses aslında 50-70 saniye aralığında bitebilir ancak optimizasyon veya ERP uygulamalarında bunu tastamam 60 saniye göstermek zorunda kalırız. Gerçek hayatta 50 saniyede biterse operasyon boşa düşer, 70 saniyede biterse arkasında iş yığılır, termin gecikme riski ortaya çıkar.
Örneğin ortalama talep 800 adetse aslında 700 – 900 adet görülmesi son derece olağandır. Yine de Ana Üretim Çizelgesine, ERP – optimizasyon uygulamanıza tastamam 800 adet yazmanız gerekir.
Örneğin insanlar, ilgiler, ilişkiler, teknoloji, … değişmiştir. Sürdürülebilirlik gibi yeni konular ortaya çıkmıştır.
Kendinize bir dakika ayırın ve düşünün lütfen: Kullandığınız telefon, otomobil, evinizdeki televizyon, işyerinizdeki makinalar kaç yaşında? İşinizi yönettiğiniz uygulamaların 1930-1960 yılları arasındaki durağan dönemde geliştirildiğini ancak bugün dünyanın eskiye göre çok daha hızlı değiştiğini fark ettiniz mi?
Gerçek hayatın kitaptakine benzemediği
yerdeyiz.
Hayatı değiştiremeyeceğimize göre kitabı
değiştirmeye ne dersiniz?
Acaba gerçek hayatın gerçekten kitaptakine benzediği haller var mıdır?
·
Evrim yavaş ve süreklidir: Şirketler de canlı organizmalar gibi evrime tabidir,
geldiğimiz nokta ne kadar iyi olursa olsun geleceğimiz son nokta değildir!
Üstelik Tarım Devrimi, Sanayi Devrimleri gibi değişimin evrimden devrime
dönüştüğü sıçrama anları da vardır.
·
Doğal seleksiyon: Zaman, başardığımız değişimin (uyumun) ortamdaki değişime ne
kadar uygun olduğunu gösterecektir. Yeterince başarılı değilsek şirketimiz
doğal seleksiyona uğrayarak rekabette geriye düşecektir.
·
Rağmen değil, sayesinde: Farklı akademik görüşler, iş yapma biçimleri, şirketler,
gruplar, kişiler, … birlikte ve iş birliğine dayalı (simbiyotik yaşam)
çalışmalıyız. Artık şirketler değil, Tedarik Zincirleri rekabet etmektedir.
·
Gençler: Eski fikirlerle
tamamen “kirlenmemiş” olanlar (haşlanmamış kurbağalar😊)
·
Farklı disiplinden gelenler:
Yaşlıdırlar ama ilgisiz bir alandan (biyolojiden işletmeye gibi) gelirler,
dolayısıyla burada işlerin nasıl yapıldığına dair bir önyargıları yoktur,
şüphecilerdir.
Buraya kadar zaman ayak uydurmamız gerektiğini gördük.
Mezardayken bile bedenimiz değişmeye devam etmektedir (çürüyor). Şimdi uygun
kitabı bulmaya gayret edelim.
Simon Dudley
kesinlik (certainty) çağının bittiğini söylemektedir. Evrimden, devrime
geçilmiştir ve zamanı gelen değişimden kaçınılamaz. Bilmek yetmez, “öğrenmek”
gereklidir. İhtiyacımız olan “doğru cevaplar” değil, “doğru sorulardır”. Savaş
halindeki topçu subaylarının cansız cisimlerin mekaniği konusundaki
paradigmalarını örnek vermiştir. Bir taraftaki Aristo paradigmasında
(fırlatılan taş belli bir yüksekliğine geldiğinde “serbest bırakılmış gibi
doğrudan ve diklemesine yere düşer) diğer taraftaki Newton paradigmasında
(fırlatılan taş bir yörünge izleyerek yere düşer) iken hangisinin daha isabetli
top atışı yapacağını ve bunun hayatta kalmaya etkisini sorar.
Ziauddin Sardar
– Iwona Abrams kaos teorisini çizgi roman tadında kitaplaştırmıştır.
Bu teoride tahmin edilebilirlik sınırlıdır. Kaos; determinist, doğrusal
olmayan, dinamik sistemlerdeki kararsız ve aperiyodik davranışın nitelikli
araştırması olarak tanımlanır. Musluktan akan suyu düşünelim.
·
Açtığınızda su kütlesi hareket etmesine rağmen
“hareketsiz” gibi düzenli görünür.
·
Suyu biraz daha açtığınızda nabız benzeri Periyodik
hareketi fark edersiniz.
·
Biraz daha açtığınızda su kütlesindeki hareket
düzensizleşir, Aperiyodik herhangi bir değişkenin etkisi altında
kalmadan sistemin sürekli tekrarlar yapması durumudur (boşalan lavabodaki su
akışı gibi). Kararsız Aperiyodik karmaşıktır, asla kendini tekrarlamaz
ve sisteme yapılan her müdahaleden etkilenir, t a h m i n e d i l e m e z!
·
Suyu sonuna kadar açtığınızda her şey birbirine
karışır, türbülans olur.
Akademide sıklıkla yok sayılan geri bildirim aslında hayatın gerçeğidir. Pazarda iş yapan şirketler canlı sayılır, dolayısıyla cansız cisimler için oluşturulan Newton (doğrusal) paradigmaya uymazlar, doğrusal olmayan dünyada Kaos teorisi hüküm sürmektedir.
Ne dersiniz? Değiştirelim mi kitabı?
Akademiyle gerçek hayatı birbirine benzetelim mi?
·
Üretim çözümü DBR için OTIF100
bakabilirsiniz.
·
Perakende çözümü Replenishment için FILLRATE100 bakabilirsiniz,
o
simülatörle deneyebilirsiniz,
o
ücretsiz bir ay test edebilirsiniz.
·
Proje Yönetimi çözümü CCPM için çeşitli
yazılımlar var, araştırabilirsiniz.
Kazanmanın coşkusu kaybetme korkusunu aştığında
dönüşüm başlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder