30 yılı aşkın süredir tekstil-konfeksiyon sanayisinde yerli/yabancı firmalarda, Türkiye’de-Mısır’da-Rusya’da-Vietnam’da mühendislik-şeflik-müdürlük yapıyorum, planlama-kalite-üretim-uygunluk gibi çeşitli yüzlerini görme fırsatım oldu. Zaman içinde tedarik zincirinin de evrimleştiğine inanıyorum. Birkaç yazıya dağıtılmış olarak görüşlerimi paylaşmak istedim. Bu yazıda Tedarik Zincirinin kapsamına – işleyişine – zorluklarına kendi penceremden bakacağım.
Tedarik Zinciri Kapsamı: Mağazadan aldığınız gömleği düşünün. Bunun pamuk – çırçır – iplik – dokuma – boyama – düğme / tela / matbaa / .. aksesuarlar - konfeksiyon (irili ufaklı atölyeler, baskı/nakışçılar, yıkamacılar,..) – dağıtım merkezi – satış (mağaza, omnicahannel,..) derken tarladan elinize geçene kadar izlediği sürecin tamamıdır.
Bu süreç yurtiçi veya yurtdışı olabilir, nakliyeciler
– bilgi sistemleri – gümrükçüler vb şeklinde çeşitlenebilir. Her zaman baştan
sona olması gerekmez, firmadaki rolünüze göre sadece belli bir kısmını da
tecrübe edebilirsiniz.
Eskiden doğrusal bir yapısı vardı ancak günümüzde ara
kademelerde çok sayıda tedarikçi ve çok sayıda müşteri vardır, dolayısıyla
artık ağ yapısındadır. Bu da aksiyonlarınızın
·
bilerek veya bilmeyerek,
·
hemen veya bir süre sonra,
·
burada veya başka bir yerde sonuçlar doğuracağı
anlamına gelir.
Bu durum öğrenmeyi zorlaştıran temel bir güçlüktür. Ayrıca her firmanın kendisi için en iyi olanı yapma eğilimi vardır, lokal verim için şartlanmışızdır. Dolayısıyla Tedarik Zincirinin tamamı için iyi olanı çoğu zaman tüm oyuncular göz ardı edecektir. Goldratt’ ın “son tüketici almadıkça tedarik zincirinde hiçbir ürün satılmamıştır” sözü bunu vurgulamak içindir.
Tedarik Zinciri İşleyişi: Bir zinciri çekebilirsiniz ama itemezsiniz. Başlangıç mutlaka satış olmalıdır. Ama ancak bulunan mal satılabilir. Öyleyese başlangıç üretim olmalıdır. Hangisi doğru?
Bu ikilemin alışılmış çözümü markaların koleksiyonları önceden planlaması ve satış tahmini yapmalarıdır. Böylece mağazalara dağıtalacak ürünler seçilir, miktarlar / bedenler belirlenir, bunlar için hammadde – üretici – termin ayarlamaları yapılır. Üretimde herşeyin yolunda gittiğini varsayalım.
Tahminden az satan ürünler olacaktır, markanın elinde aşırı stoklar birikecektir, kıymetli raf alanı kurtulmak istediğimiz stoklarla işgal edilecektir, müşteriler “nasılsa her sezon indirim yapılıyor, şimdi almayayım, indirimi beklerim” demeye başlayacaktır. Bu stoklar depo alanlarını tıkayacak, bağlanan para nakit akışını bozacak, gerçekten satan ürünlerden daha fazla alacak bütçeyi bulmak zorlaşacaktır.
Tahminden çok satan ürünler olacaktır, bunlar aslında “en çok satanlardır”, zaten bu yüzden tahminden fazla satarak yoka düşmüştür. Müşteriler aradıkları ürünü bulamayınca satış kaybı yaşanacaktır, tedarikte bu ürünler için hızlandırma yapıldıkça ekstra maliyetler (uçak nakliye gibi) oluşacaktır. Aradığını bulamayan müşteriler başka markalara yönelirse müşteri kaybı da gerçekleşecektir. Satış kaybı tahmin ettiğinizden daha yüksektir. Satış kaybının sebep olduğu kâr kaybı çok daha ciddi boyuttadır.
Bu ikilemin alışılmış çözümü daha iyi tahminleme – daha iyi optimizasyon – dijitalizasyon – Endüstri 4.0 sarmalıdır. Maalesef VUCA dünyasında bu araçlar beklenen performansı gösteremez, sezon sonlarında markaların mağazalarına baktığınızda hepsinde indirimleri görürsünüz, web sitelerine baktığınızda bir çok ürün için “Tükendi” notuyla karşılaşırsınız, “aslında yok satıyorum ama bu iyi bir şey” aldatmacasıdır.
Siparişe üretim yapan firmalarda önceden stok tutamazsınız, dolayısıyla her defasında üretim zamanı kadar kaybınız olur. Bu da markaların üreticileri Esnek Üretim - Yalın – Çevik için zorlama sebebidir. Oysa ki üreticiler kitle tipi üretime, doğrusal dünyaya alışıktır, bant değiştirmek istemezler, büyük adetli siparişleri tercih ederler, sipariş adedi büyüdüğünde marka indirim ister, üretici bunu makul görür.
Tüketici ürünü yapan firmalarda mamul ürün stoku,
emniyet stoku gibi ara noktalar vardır. Markanın tahmine dayalı siparişleri
MPS-Master Production Schedule-Ana Üretim Çizelgesini oluşturur, MRP-Material
Requirement Planning-Malzeme İhtiyaç Planlaması ile ürünler reçetelerine göre
alt ürünlere / hammaddelere kadar indirilir. Bu arada
·
emniyet stokunun altına düşenlerde,
·
asgari sipariş miktarının altına düşenlerde,
·
min/max seviye takibi yapılanlardan min seviye
altına düşenlerde,
·
EOQ-Economic Order Quantitiy-Ekonomik Sipariş
Miktarıyla izlenenlerin sipariş noktasına düşenlerde otomatik tetiklenmeler
olur, ihtiyaçtan fazla satın almalar / üretimler başlar.
Gerçek müşteri siparişlerindeki küçük bir
dalgalanma veya tedarikteki küçük bir aksama zincir boyunca kamçı etkisi
oluşturur.
Yeni nesil çözüm Kısıtlar Teorisi Tamamlama modelidir. Ürünler mağazalardan dağıtım merkezlerine geri çekilerek büyük sayılar kanununa uygun olarak değişkenlik azaltılır. Sık aralıklarla sevkiyat yapılarak iki sevk arasında gerekecek ürün miktarı en düşük seviyeye indirilir. Sadece satış değil, aynı zamanda tedariki de takip edebilmek için eldeki + yoldaki stok seviyesi üzerinden şamandıra uygulanır, bölgelere ayrılmış stok miktarının hareketine göre dinamik olarak hedef stok seviyesi güncellenir. Dağıtım merkezlerinden geriye doğru giderken akış süreleri uzayacaktır, dolayısıyla bazı ara ürünlerin yarı mamul stokları bu modele göre izlenebilir, yarı mamulle başlandığı için akış süresi alışılmıştan daha kısa olacaktır. Şimdi Anladım! / Isn’t It Obvious? kitabında E.M. Goldratt ev tekstili tedarik zincirinde Tamamlama Çözümünü aile şirketi olarak roman tadında anlatmıştır.
Siparişe üretim yapanlar için Kısıtlar Teorisi DBR-Drum Buffer Rope - Kısıt Tampon Bağ çözümü uygulanır, gününde teslim oranı yükselir, akış süresi kısalır. Amaç / The Goal kitabında E.M.Goldratt bu çözümü Tedarik Zinciri içerisindeki bir fabrika müdürünün romanı olarak anlatmıştır.
Tedarik Zincirindeki Zorluklar: Ürün hayat döngüsü kısalıyor, müşterilerin beklemeye razı oldukları süre kısalıyor, ürün karmaşıklığı artıyor, ürün çeşidi artıyor, denizaşırı tedarikten kaynaklanan uzun terminli hammaddeler artıyor, VUCA dünyasının etkileri giderek şiddetleniyor… Endüstri 4.0 ve yapay zekaya kurtarıcı gözüyle bakılıyor. Tedarik Zinciri geniş bir alan, darboğaz olan noktalarında bilinen optimizasyon benzeri çözümler elbette iş yapacaktır. Ancak en temel konu zincirin bir kısmını değil tamamını dikkate alacak bütüncül bakışı sağlayabilmektir. Farklı ülkeler, kültürler, ölçekler, finansal/teknik olgunluk düzeyleri gibi faktörler bunu zorlaştırıyor. MRP ile planlamak ve Birim Maliyetle (Maliyet Muhasebesiyle) yönetmek artık istenen sonuçları vermekte zorlanıyor. Kanımca en uygun çözüm gücümüzün yettiği mikro zincir içinde bütüncül bakışla tahmin hatalarından sakınan Tamamlama çözümüne geçiştir.
Aynı müşteriye gömlek satmak istiyoruz, benim mağazamda aranan gömlek var ama sizin mağazanızda yoksa müşteriyi ben kazanırım. İşini daha iyi yapan burada öne geçer. Darwin “en güçlüler, en akıllılar değil, en iyi uyum sağlayanlar hayatta kalacaktır” demişti. Üstelik bu yeni nesil çözümler aslında sade uygulamalardır ancak kafamızdaki eski paradigma bunları görmemizi zorlaştırıyor, hepimiz, firmalarımız, Türkiye sanayisi zarar görüyor.
Burada önerilen sadece stok yönetiminde alternatif bakış açısıdır.
Kaç dağıtım merkezi olacak, bunlar nerelere yerleştirilecek, farklı ulaşım alternatiflerinden en uygun olanı hangisidir,…. soruları optimizasyon konusudur.
Depo büyüklüğü, raf yerleşim düzeni, … gibi sorulara simulasyonla yanıt aranabilir.
Burada kesinlikle hatalı olan çok detaylı satış tahminidir, tahmin ancak merkezileştirilmiş noktalarda ürün aileleri gibi temalarda ana eğilimleri görmek için denenmelidir. Tahmine göre plan, satınalma, üretim, alokasyon çok sakıncalıdır.
Birim maliyet ve maliyet tasarrufu fikirleri de oldukça sakıncalıdır, elbette israfı kimse istemez ancak sırf TL/kg daha uygun oluyor diye acil olan bir üründe kamyonun dolmasını beklemek doğal olarak satış kaybıdır.
Elde kalan stoklar için kampanya, yeni mağaza açılışları, pazarlama aksiyonları, omnichannel, eticaret,… gibi konular ticari olarak değerlendirilmelidir.
Demand Driven Performance using smart metrics / Debra Smith, Chad Smith / 2014 kitap özetine bakmanızı öneririm.
Kazanmanın coşkusu kaybetme korkusunu aştığında
dönüşüm başlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder