22 Nisan 2015 Çarşamba

Paradigmanın Neresindesiniz? 9. Kısıtlar Yönetimi Akla Yatkın mı? - Çocuk yetiştirmek


Kısıtlar Yönetimi ve Çocuk Yetiştirmek


Kısıtlar Yönetiminin felsefik yaklaşımında her şirketin bir yandan büyümesi (Growth), bir yandan yeni düzeyinde dengeye ulaşması (Stability) ve bunları başarırken iç bünyede huzuru (Harmony) sağlaması anlatılır.

 

Sürekli büyüme genellikle korku ve endişe yaratır, bunu gerçekçi bulmayız. Hele hızlanarak büyümek (exponential growth) daha da korku vericidir. Kontrolsüz hücre çoğalmasına kanser dediğimizi hatırlayın lütfen. Peki sizce her sene %5 büyümek mümkün müdür? Çok sıkıntı yaratır mı? Sadece %5! Bunu sürdürdüğünüz zaman kendiliğinden hızlanarak büyüme eğrisine girdiniz demektir..

 

Sonraki aşama dengenin sağlanması. Arada bir durup dinlenmezsek yorgunluktan tükenmez miyiz? İşler büyüyorken çalışanlar daha fazla sorumluluk alırlar, yeni pozisyonlara gelirler, işe yeni başlayanlar olur, belki farklı coğrafyalara veya farklı işlere girersiniz. Soluklanmazsanız mali sonuçları riske girebilir. Peki yorulmamak için hiç bir şey yapmamak kulağa nasıl geliyor? Değişimden sürekli kaçınmak işte bu demektir. Bu durumda doğal olarak denge halinde kalırsınız ama gelişemezsiniz.

 

Tüm bunlar olurken çalışanlarınızın birbirleriyle değil, işleriyle uğraşmaları güzel olmaz mıydı? İşte bunun için onları “güvende” hissettirmelisiniz. İşbirliğini sadece istemeniz yetmez, ölçüm ve değerlendirme çabalarınızı da buna uydurmalısınız.

 

Bütün bunların çocuk yetiştirmekle ne ilgisi var?

 

Çocuğunuzun ergenliğe girme sürecini gözünüzün önüne getirin. Bir yandan hem fiziksel olarak gelişiyor, serpiliyor bir yandan da duygusal olarak yeni durumlarla baş etmeye çalışıyor; sınav başarıları, başarısızlıkları, ilk aşk, ilk terk ediliş, grubun takdirini kazanmak veya kaybetmek,... Bir yandan büyüme (growth) var, bir yandan da denge (stability) ihtiyacı.

 

Sadece büyümeyi düşünün. Bebeklik dönemi 0-4 yaş diye düşünürseniz kabaca ağırlığı altı katına ulaşacaktır. Çocukluk döneminde 4-10 yaş diye düşünürseniz ağırlığı iki katına çıkacaktır. Büyüme yavaşlıyor. Gençlikte 10-20 yaş düşünürseniz ağırlığı bir buçuk katına doğru gelir ve artık durağanlaşır. Yani tek parametrede doğanın hızlanarak büyüme eğrisi, dengeye ulaşarak yavaşlar.

 

Ancak çocuğun gelişimi sadece ağırlıktan ibaret değildir. Örneğin spor yapacak ve güçlenecektir. Okul, kitap derken entellektüel birikimi değişecektir. Sosyal çevresinde değişiklikler olacaktır. Başka bir ifadeyle gelişimi devam edecektir.

 

Bu gelişimin her aşamasında kendi içinde bir dalgalanma olacak, duygusal ve fiziksel olarak yeni haline alışması biraz zaman ve çaba gerektirecektir. Daha sonra bunlara tecrübe demeyi de öğrenecektir.

 

Bütün bunlar olurken bazen iterek, bazen çekerek, bazen sadece izleyerek çocuklarımızı hep destekleyeceğiz. Aile içindeki uyum, emniyet, huzur hissini canlı tutmaya çalışacağız. Bu yetmeyecek, çocuğumuzun yakın çevresiyle, okuluyla, sanal çevresiyle, toplumuyla uyumlu ve huzurlu olması için çabalayacağız.

 

Çocuklarımız da şirketlerimiz, işlerimiz gibidir. Aynı ilkeler hâlâ geçerlidir. Aile içinde refleks olarak akla uygun hareket ederiz ama söz konusu olan işimiz olduğunda maalesef okulda veya işte edinilen “dogmalar” bizi sınırlar. Kısıtlar Yönetimi bizi yüzleşmeye davet ediyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder