Kısıtlar Yönetimi ve Çocuk Yetiştirmek
Kısıtlar Yönetiminin felsefik yaklaşımında her şirketin bir yandan
büyümesi (Growth), bir yandan yeni düzeyinde dengeye ulaşması (Stability) ve
bunları başarırken iç bünyede huzuru (Harmony) sağlaması anlatılır.
Sürekli büyüme genellikle korku ve endişe yaratır, bunu gerçekçi
bulmayız. Hele hızlanarak büyümek (exponential growth) daha da korku vericidir.
Kontrolsüz hücre çoğalmasına kanser
dediğimizi hatırlayın lütfen. Peki sizce her sene %5 büyümek mümkün müdür? Çok
sıkıntı yaratır mı? Sadece %5! Bunu sürdürdüğünüz zaman kendiliğinden
hızlanarak büyüme eğrisine girdiniz demektir..
Sonraki aşama dengenin sağlanması. Arada bir durup dinlenmezsek
yorgunluktan tükenmez miyiz? İşler büyüyorken çalışanlar daha fazla sorumluluk
alırlar, yeni pozisyonlara gelirler, işe yeni başlayanlar olur, belki farklı coğrafyalara
veya farklı işlere girersiniz. Soluklanmazsanız mali sonuçları riske girebilir.
Peki yorulmamak için hiç bir şey yapmamak kulağa nasıl geliyor? Değişimden
sürekli kaçınmak işte bu demektir. Bu durumda doğal olarak denge halinde
kalırsınız ama gelişemezsiniz.
Tüm bunlar olurken çalışanlarınızın birbirleriyle değil, işleriyle
uğraşmaları güzel olmaz mıydı? İşte bunun için onları “güvende”
hissettirmelisiniz. İşbirliğini sadece istemeniz yetmez, ölçüm ve değerlendirme
çabalarınızı da buna uydurmalısınız.
Bütün bunların çocuk yetiştirmekle ne ilgisi var?
Çocuğunuzun ergenliğe girme sürecini gözünüzün önüne getirin. Bir
yandan hem fiziksel olarak gelişiyor, serpiliyor bir yandan da duygusal olarak
yeni durumlarla baş etmeye çalışıyor; sınav başarıları, başarısızlıkları, ilk
aşk, ilk terk ediliş, grubun takdirini kazanmak veya kaybetmek,... Bir yandan
büyüme (growth) var, bir yandan da denge (stability) ihtiyacı.
Sadece büyümeyi düşünün. Bebeklik dönemi 0-4 yaş diye düşünürseniz
kabaca ağırlığı altı katına ulaşacaktır. Çocukluk döneminde 4-10 yaş diye
düşünürseniz ağırlığı iki katına çıkacaktır. Büyüme yavaşlıyor. Gençlikte 10-20
yaş düşünürseniz ağırlığı bir buçuk katına doğru gelir ve artık durağanlaşır.
Yani tek parametrede doğanın hızlanarak büyüme eğrisi, dengeye ulaşarak
yavaşlar.
Ancak çocuğun gelişimi sadece ağırlıktan ibaret değildir. Örneğin spor
yapacak ve güçlenecektir. Okul, kitap derken entellektüel birikimi
değişecektir. Sosyal çevresinde değişiklikler olacaktır. Başka bir ifadeyle
gelişimi devam edecektir.
Bu gelişimin her aşamasında kendi içinde bir dalgalanma olacak,
duygusal ve fiziksel olarak yeni haline alışması biraz zaman ve çaba
gerektirecektir. Daha sonra bunlara tecrübe demeyi de öğrenecektir.
Bütün bunlar olurken bazen iterek, bazen çekerek, bazen sadece
izleyerek çocuklarımızı hep destekleyeceğiz. Aile içindeki uyum, emniyet, huzur
hissini canlı tutmaya çalışacağız. Bu yetmeyecek, çocuğumuzun yakın çevresiyle,
okuluyla, sanal çevresiyle, toplumuyla uyumlu ve huzurlu olması için
çabalayacağız.
Çocuklarımız da şirketlerimiz, işlerimiz gibidir. Aynı ilkeler hâlâ
geçerlidir. Aile içinde refleks olarak akla uygun hareket ederiz ama söz konusu
olan işimiz olduğunda maalesef okulda veya işte edinilen “dogmalar” bizi
sınırlar. Kısıtlar Yönetimi bizi yüzleşmeye davet ediyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder