22 Nisan 2015 Çarşamba

Paradigmanın Neresindesiniz? 9. Kısıtlar Yönetimi Akla Yatkın mı? - Kişisel Gelişim


Kişisel Gelişim Bakış Açısıyla…


Mutlu olmak için yaşıyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için para gerekiyor ve bunun için çalışıyoruz. Özel hayatımızla iş hayatımızı zaman açısından dengede tutmak istiyoruz. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde yukarıya doğru ilerledikçe değerimizi gösterebilmeyi arzu ediyoruz.

 

The Race kitabında Goldratt hem daha iyi iş sonuçları alıp hem de işte geçen zamanı azaltarak bu zamanı sevdiklerimizle geçirmemiz gerektiğini iddia etmişti. Deepak Chopra’nın The 7 Spiritual Laws of Success kitabındaki prensiplere bu çerçeveden bakalım:


1. Prensip: Tam Potansiyel : Kısıtlar Yönetiminde sistemin bir bütün halinde tam potansiyeline ulaşması hedeflenir. Bu nedenle başka yerlere değil, doğrudan kısıtlayan faktörlere odaklanılır.

2. Prensip : Vermek : İngilizcede akış kelimesinin çeşitli karşılıkları arasında “flow, fluent, current” sayılabilir. Latince “afflure” kökeninden fluent, affluency gibi kelimeler türemiştir, bunlar refah anlamına gelir ve akışla ilişkilidir. Benzer şekilde currency kelimesi para anlamındadır ve yine akışla ilgilidir. Deepak Chopra’ nın "büyümesi için enerjinin dönmesine fırsat verin” ifadesinden, iş hayatında bildiğimiz stok devir hızına ve artan hızla birlikte artan gelire ulaşabiliriz..

 

3. Prensip : Karma veya Sebep-Sonuç : Gelecek bugün yaptığımız seçimlerin sonucudur. Bugünümüzü belirleyen en önemli faktör dün yaptığımız seçimlerdir. Gider Dünyasındaki kararlarımız bizi bugünün Gelir Dünyasında işte bu yüzden zorlar. Eğer Gelir Dünyasına geçemezsek nelere yol açacağını düşünün. Kısıtlar Yönetiminin Düşünce Süreçleri doğrudan Sebep-Sonuç ilişkisi üzerine kuruludur.


4. Prensip : Asgari Çaba : Entropiyi anımsayın, mümkün olan her fırsatta daha kolayını tercih ettiğimizi düşünün. Odaklanarak en az çabayla azami faydayı elde etmek isteriz, Kısıtlar Yönetiminin özü de budur. Değişkenlikle savaşmak yerine bunun etkilerini azaltacak tamponlar (para biriktirmek, sağlık sigortası, özel emeklilik sigortası, her çocuğa bir ev kültürü, randevuya yetişmek için erken çıkma alışkanlığı,..) oluşturmak Kısıtlar Yönetiminin temellerindendir.

 

5. Prensip : İlgi ve Arzu : Kısıtlar Yönetiminde ilgi gösterilecek odak noktası kısıtın kendisidir. Azami yarar elde edilmeye çalışılır. Daha fazlası için fırsat görülüyorsa kısıt iyileştirilir. Özel hayatımızda da başarılı olmak için ilgilendiğimiz ve potansiyelimiz olan alanlara eğiliriz, iyi sonuçlar elde ettikçe de terfi eder, yükseliriz.

 

6. Prensip : Ayrılabilirlik : Önyargılar olmadan, takıntılar olmadan yeniliklere açık olmak, araştırmaya ve denemeye istekli olmaktır. Karmaşık uyumlu sistemlerin (CAS) doğal davranış kalıbıdır. Her ne kadar Gider Dünyasında eğitilmiş, tecrübe edinmiş ve yaşıyor olsak da yine de Gelir Dünyasına doğru ufkumuzu açmalıyız. Deepak Chopra’ ya göre şans, “hazır olmak ve fırsatın ortaya çıkması” halidir. Fırsat Gelir Dünyasıdır, buradadır, hazırsak şanslıyız demektir. Hayat tam olarak planlandığı gibi yürümez, dolayısıyla planlarda duruma göre değişiklik yapmak gerekir. Bu doğal seleksiyonun gereğidir. Kısıtlar Yönetiminde paradigma değişimi, değişime direncin analizi, değişkenliğin tüm çözümlere eklenmesi hep bu nedenledir.


7. Prensip : Hayatın Amacı : Kısıtlar Yönetiminin başlangıç kavramı da budur. Amacınız nedir ? Bu amaca ulaşabilmek için sağlamanız gereken şartlar nelerdir ?

 
Kendi algımda tamamen iş dünyasının dışındaki bir kavram için yazılan bir kitapla iş kavramının bu denli örtüşmesini etkileyici buluyorum. İş hayatı ve özel hayat çatışması (conflict) diye söz edilen gerçeğin aslında bir uyum haline getirilebileceğini gördüm. Eğer odaklanarak ve kaldıraç etkisiyle işte çok parlak sonuçları daha az çabayla elde edebilirsek hem gelirimiz artar, hem de evde geçirecek daha çok zamanımız olur. Üstelik kendimizi ifade etme fırsatı bulduğumuz için mutlu oluruz, kişisel gelişimimizi devam ettiririz. Sürekli iyileşme Kısıtlar Yönetimi içine gömülüdür, bu da bizi sürekli hareket halinde tutar.


Ekolojik bir sistemde tüm canlılar, ekonomik bir sistemde tüm kurumlar bir yerlerde bir şekilde birbirlerine bağlıdır ve bu büyük bir ağ yapısı oluşturur. Dünyanın ve tarihin doğal akışı yüksek entropiye, kirliliğe, bozulmaya doğrudur. Doğal seleksiyona direnebilmek için daha yüksek formlar (tedarik zincirleri) oluşturmamız gerekir.

 

Hücrelerden dokuya, dokulardan organa, organlardan insana doğru evrildiğimizi düşünürsek bunun ekonomik sistemde de yapılabileceğini göreceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder