6. AKIŞ SİSTEMLERİ
Ford ve GM Sistemi
Arzın talebe yetişemediği dönemde
vizyon sahibi bir adamdı Henry Ford. Giderek geliştirdiği sistemi, akış tipi
üretimin ilk örneğiydi.
Değiştirilebilir parçalar, bant
tipi üretim, dikey entegrasyon, dedike makineler, tek çeşitte standart ürün
üretimi, vasıfsız işçilik bir araya gelmişti. Malzeme eksiği olmaması için
detaylı planlama yapılıyordu, arızalardan sakınmak için planlı bakım vardı, her
aşamada kalite kontrolle hatalı ürünler seçiliyordu. İşçilere sadece
önlerindeki işleri yapmaları söylenmişti, yerdeki işaretli alan boşsa üretecek
yoksa duracaklardı. İsraftan kaçınılmış, akışa odaklanılmıştı. Üretimde geçen
zamanın, ürünün değerini düşürdüğüne inanılıyordu. Demir cevherinin
çıkarılmasından otomobilin sevk için kamyona yüklenmesine kadar geçen süre
sadece 81 saatti!
Dikey entegrasyonun baş yapıtı
olan bu işletmede depo yoktu! Muhasebeci neredeyse yoktu! Satış – üretim
toplantısını ayda bir defa yapmak bile yetiyordu. Sistem 5 yılda oturmuştu.
Sendikaların güçlendiği bir dönemde Ford işçisini müşterisi yapmaya gayret
ediyordu, piyasanın çok üzerinde ücret verirdi, üretilen Model T otomobillerin
fiyatı her sene daha da düşüyordu. Saaddet dönemi 18 uzun yıl sürdü, bu süre
zarfında müşteri profilindeki kaymayı göremeyen Ford sıkıntıya düştü.
GM da entegreydi ama Ford gibi
tek çatı altında değildi. Farklı yerlerdeki fabrikalar aynı tedarik zinciri
içinde kâr merkezleriydi. Sloan zamanında GM stok için üretmekten vazgeçerek
maliyet muhasebesini geliştirdi. Genel giderlerin toplam maliyetteki payı (%0,1)
azdı ve bu yöntemle genel giderler ürünlere veya departmanlara
dağıtılabiliyordu. Böylece transfer fiyatları belirlenebildi, fason – yatırım –
kapatma vb kararlar için baz oluştu. Maliyet muhasebesi standart iş ve lokal
verimle Taylor tarzını hatırlattı, iş etüdü yaygınlaştı, işçilerle sürtüşmeler
ortaya çıktı. Bir sonraki evrede maliyet muhasebesi Ekonomik Sipariş Miktarı
kavramını yarattı. Ford’ un sistem bakışının yerini GM’ nin lokal bakışı
almıştı. GM tüketicideki prestij arzusunu ve ‘yeni’ mala olan ilgiyi görmüştü,
farklı segmentlerde her sene yenilenen otomobillerle pazar payını hızla
artırdı. “Model T siyah” tek kalemli Ford sadece en ucuz otomobil olabilmişti.
Zamanla maliyet muhasebesinin
başlangıç varsayımları ortadan kalktı ama maliyet muhasebesi artık kafalara
kazınmıştı, çoktan paradigma olmuştu. Parça başı ücretten saatlik ücrete
geçildi, genel giderlerin toplam maliyetteki payı çok yükseldi, lokal verim
kaygısı akışı yavaşlattı ve stokları artırdı, genel giderler stoklara
dağıtıldığı ve sadece satılan malın maliyeti dikkate alındığı için firmaları
olduğundan daha kârlı gösterdi, prim alan yöneticiler stok yapmaya her zaman
istekli oldular.
Yalın Üretim (Toplam Kalite Yönetimi, 6Sigma)
Toyota ile eş anlamlı anılır.
Özünde Ford ekolü vardı, ancak tek çeşit yerine belirli sayıda model ve opsiyon
gerekiyodu, sürekli talep yoktu, ancak belirsiz ve kesikli bir talep
görülüyordu. II.Dünya Savaşı sonrasında yokluklar, fakirlik, ada devleti
olmaktan kaynaklanan hammadde ve lojistik sorunları vardı. Şartlar zordu.
Maliyet Muhasebesi burada da paradigmaydı, Ohno bundan kurtulmaya çalışıyordu,
hatta bir seferinde tabancayla ofise bile dalmıştı.
Fiili satışlara duyarlı olarak
üretmek, satınalmak istiyordu. Sık tip değişimi, arızalar, devamsızlıklar,
tedarikçilerin tutarsızlıkları yetmezmiş gibi bir de maliyet muhasebesiyle
boğuşuyordu. Lokal optimaların toplamı maalesef global optimayı vermiyordu.
Ohno tahminlerin özünde hatalı
olduğunu biliyordu, tahmine göre üretim veya satınalma yapmak istemiyordu.
Küçük partilerle üretime olan direnç maliyet muhasebesi kaynaklıydı, aslında
tip değişiminin ekstra bir maliyeti yoktu, üretim dursa bile işçiler zaten
maaşlarını alıyordu.
Ohno partileri giderek küçülttü,
her seferinde başka sorunlar çıktı, bunları çözdü. Her sorunda üretim
duruyordu, pahalı bir öğrencilik dönemiydi, üstelik tam 40 yıl sürdü! Yalında
kapasite dengeleniyordu, kapasite fazlası da israftı, önlenmeliydi. Her yerde,
hep birlikte, hemen iyileştirme yapılmalıydı, buna sürekli devam edilmeliydi.
Ohno’ nun esas amacı yalın olmak,
kaliteli olmak, küçük partilerle çalışmak vb değildi, o sadece daha çok satış
yapmak istemişti. Gelen batılı ziyaretçilerin dikkatini senelerce yöntemlere
yönelterek dağıttı. Paylaşmakta sıkıntı yoktu çünkü kendisinin 40 yılını alan
bu süreci kısa zamanda başarıyla tamamlamaları neredeyse olanaksızdı.
Yalın üretim yüksek hacimli
tekrarlı üretim modeline (otomotiv, TV,..) uygundu ama her firmanın üretim
modeli böyle değildi. Çeşitlilik artınca malzeme süpermarketlerini sığdıracak
yer bulunamıyordu.
Tarihi evre olarak TKY, Yalın ve
6Sigmadan öncedir. Her ikisinin de kökleri TKY dedir. Ancak bu yöntemde de çok
çaba sarf edildiği halde uygulayıcıların sadece %5 kadarı olumlu finansal
sonuçlar alabildiler. Wallace Company, Malcolm Bridge kalite ödülü aldığı halde
ertesi sene iflas etti. Florida Power & Light, Deming kalite ödülü aldı
ancak peşinden finansal durumu nedeniyle bu çabasını gözden geçirmek zorunda
kaldı.
6Sigmada da odaklanma yoktur. Çok
yoğun bir istatistik alt yapısı vardır, seçkincidir, mükemmeliyetçidir. Bugünün
piyasa şartlarında bir çok endüstride bu kadar yüksek bir beklenti yoktur veya
başka bir ifadeyle başarısızlık maliyeti bu denli yüksek değildir. Örneğin
hatalı bir ceket dikmekle, Boeing uçak türbinine hatalı bir parça montaj etmenin
başarısızlık maliyeti aynı değildir.
Kısıtlar Yönetimi
Kavram çok basitti, darboğazı
(drum) açarsak akış hızlanır. Bunun için değişkenlikle mücadele etmek üzere
tamponlar (buffer) ve aşırı stoktan korunmak üzere bağlar (rope) gerekliydi.
Mümkün olan her durumda küçük partilerle tamamlama (replenishment) üretimi
yapılacaktı.
Lokal bakış açısı silinip, tekrar
sistem bakışına dönülmeliydi. Maliyet Muhasebesiine ek olarak Dönüşüm
Muhasebesi de tutulmalıydı, geleceğe dair kararlar Dönüşüm Muhasebesiyle
alınmalıydı.
Maliyet tasarrufu yerine odak
noktası geliri artırmak olmalıydı. Böylece ‘şimdi ve daima para kazanmak’
amacına ulaşılabilirdi. Bu amaca ulaşırken gereken üç şart daha vardı:
Çalışanları memnun etmek (iş güvencesi, iş tatmini), müşterileri memnun etmek
(kalite, fiyat, servis), ortakları memnun etmek (kâr).
Organizasyonlar, departman
bazında değil, bir bütün olarak hayatta kalır veya ölürler. Organizasyonun
amacını firma sahibi belirler. Olmamız gereken yer ile olduğumuz yer aynı
değilse iyileştirme fırsatı vardır. Kısıt amacımıza tam potansiyelde ulaşmamızı
engelleyen herhangi bir sebeptir; fiziki, maddi, prosedür kaynaklı,.. olabilir.
Organizasyonlar kültürel olarak lokal optimaya yatkındır, sistemleri çözümleyerek
basite indirgerler ve her indirgenmiş bölümde optimizasyon isterler. Bu da
bölümler arasındaki bağımlılık ve değişkenlik nedeniyle sistem bütünlüğünü
bozar. İnsanlar “ben payıma düşeni yaptım, o da yapsaydı” şeklinde düşünür.
Kontrol etmesi daha kolay olduğu ve performans ölçümü buna dayandığı için
maliyet tasarrufu önceliklidir. İşte bu noktada Kısıtlar Yönetimi önümüze
fırsat olarak çıkar.
Küçük bir örnek yapalım. Diyelim
ki firmanızın cirosu 100,000 TL olsun. Doğrudan hamaddelerinizin maliyetini %50
oranında kabul edelim. İşletme giderleriniz de 30,000 TL tutsun. Yatırımınızı
da 200,000 TL tutarında alalım. Karşılaştırma noktamız ROI (Return On
Investment) olsun.
Aşağıdaki tablonun ilk sütununda
basit bir kâr-zarar çizelgesi göreceksiniz. İkincisinde %10 işletme giderinde
tasarruf ettiğimizi düşündüğümüzdeki sonuç vardır. Üçüncü sütunda yatırımı,
yani stokları %10 düşürdüğümüzdeki durum gösterilmiştir. Dördüncü sütunda
satışı %10 artırdığımız durumu ve son sütunda da hepsini birden yapabildiğimiz
durumu gösterelim.
Hesap Adı
(stok taşıma faizi
yok sayılmıştır)
|
Bugünkü
Durum
|
Maliyet
-%10
|
Stok
-%10
|
Satış
+%10
|
Hepsi
|
Ciro
|
100,000
|
100,000
|
100,000
|
110,000
|
110,000
|
Doğrudan hammadde
|
50,000
|
50,000
|
50,000
|
55,000
|
55,000
|
Dönüşüm
|
50,000
|
50,000
|
50,000
|
55,000
|
55,000
|
İşletme Gideri
|
30,000
|
27,000
|
30,000
|
30,000
|
27,000
|
Net kâr
|
20,000
|
23,000
|
20,000
|
25,000
|
28,000
|
Kâr artışı
|
---
|
%15
|
%0
|
%25
|
%40
|
Stoklar
|
200,000
|
200,000
|
180,000
|
200,000
|
180,000
|
ROI
|
%10
|
%11,5
|
%11,1
|
%12,5
|
%15,5
|
Maliyet veya
stok düşürümünün ROI ye etkisi, satış artışı kadar yüksek değildir. Öncelik
satış artışı olmalıdır, fırsat varsa hepsi birden yapılmalıdır. Kâr üzerindeki
en bariz etki satış artışıdır.
Karma Çözüm : iTLS (integrated TOC & Lean & 6Sigma)
İstatistiki bir çalışmada,
elektronik sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın birbirinden habersiz 21
ayrı fabrikasında 211 eğitimli uzman yardımıyla bu teknikler iki buçuk yıl
boyunca uygulandı. 11 fabrikada 6sigma, 4 fabrikada Yalın ve 6 fabrikada iTLS
tercih edildi. Başlanılan 268 proje içinden 105 proje üst yönetim ve muhasebe
tarafından geleneksel tasarruf ölçütlerine göre onaylanarak bitirildi, sonuçlar
karşılaştırıldı. Yalın ile 6Sigma kullananların ulaştıkları sonuçlar
istatistiki olarak benzer bulundu, veriler birleştirildi. iTLS kullananlarda 4
kata varan belirgin bir olumlu fark görüldü. Yalında 34 projeye ve 6sigmada 55
projeye başlanabilmişti. iTLS de başlanan proje sayısı 179 du! Eğitim ihtiyacı
proje bazında Yalında ve 6sigmada 8 kişiyken iTLS de sadece 3 kişi olmuştu.
Çalışmaya katılan fabrikaların sadece %30 u yani 6 fabrika iTLS seçmişti ancak
toplam kazancın %89 u bu fabrikalarda elde edilmişti..
Kısıtlar Yönetimiyle
odaklanılacak noktanın belirlenmesi, Yalın yöntemlerle israftan arındırılması
ve 6Sigma yöntemleriyle değişkenliğin azaltılması en iyi sonucu getirecektir.
iTLS, metal alaşımına benzer. Nasıl alaşımın fiziksel
özellikleri alaşıma katılan metallerinkinden daha iyiyse, iTLS alaşımı da
Kısıtlar Yönetimi + Yalın + 6Sigma tekniklerinin iyi yanlarını bir araya
getirerek bu tekniklerin her birinden daha iyi hale gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder