4. GELİR DÜNYASI (THROUGHPUT WORLD)
Dünya giderek artan bir hızla
değişiyor. Binlerce yıllık durağanlıktan sonra gelen gider dünyası tüm
kurumsallığıyla yeni paradigmayla aramızdaki engeldir. Bu sistemin ürünü olan
bizler bu sisteme göre düşünürüz, hareket ederiz. İşe alırken sisteme uygun
adayları seçeriz, iş başında sisteme uygun eğitim veririz, sistem içinde
tecrübe kazanırız. Mevcut sistemden yararlandığımız için Newton’un dediği gibi
dış etken olmadıkça hiçbir şeyi değiştirmeyiz.
Sonrasında bazıları değişir, daha
iyi sonuçlar alır, zamanla rekabete dayanamayız ve Darwin’ in işaret ettiği
gibi doğal seleksiyona kurban oluruz.
Son demlerimizde Newton’ u
hatırlayarak “daha çok çalışırsak, daha iyi sonuçlar alacağımızı” umarız.
Dolayısıyla tahmin sistemlerine, MRP – ERP sistemlerine, WMS (Warehouse
Management System) yazılımlarına yatırım yaparız. Optimizasyon peşinde koşarız.
Taşeronlaştırırız, fasona çıkarız, ürün iptal ederiz, otomasyona para ve umut
bağlarız. Ancak dünya artık doğrusal olmadığı için emeklerimiz ve paramız boşa
gider.
Newton önümüze son defa çıkar,
etkiye denk tepki vardır, küseriz, kızarız, karalarız, mağduru oynarız. Dış
etkenlerden kaynaklandığını düşünürüz, bir daha fırsat olsa daha iyisini
yapacağımızdan eminizdir. Zaten hiçbir peygamber kendi toprağında hoşgörüyle
karşılanmamıştır. Mesajı almamakta direniriz. Einstein’ ın dediği gibi “aynı
işleri yaparak farklı sonuçlar beklemek deliliktir”.
Aslında dünya artık doğrusal
olmayan şekilde işlemektedir. Küreselleşen ekonomide şirket ölçeğimiz atom
mertebesindedir, biz değilsek bile iletişim fiber optik kablolarda ışık hızına
yaklaşmaktadır, tek bünyede entegre tesisler yerine ağ örgüsünde bir araya
gelen etkileşimli tedarik zincirleri oluşmuştur.
Kaos teorisindeki kelebek etkisi
artık gerçektir, bu yüzden optimizasyon teknikleri aşırı kırılgandır, işe
yaramaz. Buna ilave olarak piyasalarda aşırı bir değişkenlik vardır,
dolayısıyla tahminleme modelleri de işe yaramaz.
Tedarik zincirleri uzadıkça kamçı
etkisi belirginleşir, ürün ağacındaki katman sayısı arttıkça ürün ağacı
dengesizleşir. Bunlar, bilinen asgari sipariş miktarları, tekrar sipariş
kuralları, lokal verimle birleştiğinde yıkıcı olur.
Artık CAS veya dissipatif sistem
formuna geçilmelidir. Böylece doğal seleksiyona karşı direnebilen ve öğrenebilen
bir organizasyon oluşturulabilir. Gelir dünyası, akışın dünyasıdır.
Devam etmeden önce bazı terimleri
kısaca açıklayalım:
Kelebek Etkisi (Butterfly Effect),
başlangıç şartlarına olan aşırı hassasiyettir. Parametrelerden birindeki küçük
bir değişiklik önemli bir karar noktasında ters yönde karara neden olabilir.
Özellikle çok parametreli, çok varsayımlı geniş optimizasyon problemleri bu
açıdan yüksek risk içerir.
Kamçı Etkisi (Bullwhip Effect),
talepten tedarike uzanan zincirde bir uçtaki küçük bir dalgalanmanın temin
süreleri ve asgari sipariş miktarları nedeniyle diğer uca çok daha geniş bir
dalga olarak ulaşmasıdır. Peter M. Senge 5.Disiplin kitabındaki bira oyunu
şahane bir deneydir.
Ürün Ağacı Gerginliği
(nervousness), Malzeme İhtiyaç Planlaması esnasında görülür, sistem tahmine
dayalı talepleri kullanarak ürün ağacını patlatır, işletme içindeki stokları
eksiltir ve asgari sipariş miktarlarına göre iş emri açarak sistemi yükler.
Akış sürelerindeki değişkenlikler, ortak kullanılan malzemeler, tahminden
farklı gerçekleşen tüketim, arızalar, kalite sorunları, … derken ürün ağacının
alt seviyelerinde miktarlar çok hızlı değişir.
Dissipatif sistem (Dissipative
Structure), çevresiyle enerji değişimi yaşayan açık sistemdir. Bu yapılar,
enerji girişi olmazsa dağılıp yok olurlar. Enerji hareketi düzensizdir, yapılar
hep daha karmaşığa doğru evrilir ve giderek değişkenliğe karşı daha korunmasız
hale gelir. Esneklik kayboldukça doğal seleksiyon riski artar. Kıyamet
müjdesidir ancak Newton mekanik dünyasını, canlı bir organizmaya değiştirmeyi
başarmıştır.
KUS - Karmaşık Uyumlu Sistemler (CAS:
Complex Adaptive Systems), dissipatif sistemlerin geliştirilmiş formudur. Bu
çerçevede organizmalar çevreleriyle etkileşirler, birlikte hayatta kalacak
yönde davranırlar. Değişkenlik hem kaderdir hem de hayatta kalmak için fırsat.
Kaos Teorisi (Chaos Theory),
başlangıç şartlarındaki küçük değişimlerin sistemin sonucunu önemli ölçüde
etkileyebileceğini söyler. Kelebek etkisi olarak tanınır. Üç önemli bileşeni
başlangıç şartlarına hassasiyet, topolojik karma ve periyodik yörüngeye
yakınsamadır. Bu bileşenler Gelir Dünyasına uygun Kısıtlar Yönetimi kuramına
can vermiştir.
Görüleceği gibi Gelir Dünyasında
determinizm yoktur, belirsizlik vardır. Değişkenliği tamamen söndürmek mümkün
değildir. Değişkenlik ihmal edilemeyecek kadar ciddi boyuttadır. Başlangıç
şartları da değişebilir, planlar uygulanırken de şartlar değişebilir.
Kullanılan yöntemlerin bunu dikkate alması gerekir.
Bu dünyada sınırsız kaynaklar
yoktur, kaynaklar kısıtlıdır. Kimi zaman makine, kimi zaman para, belirli
vasıfta çalışan, yöneticilerin zamanı,… her zaman bir kısıt vardır. Kısıt iyi
veya kötü olarak nitelenemez. Kısıt gerçektir ve gereklidir. Herhangi bir kısıt
olmasaydı insan gibi organizmalar sınırsız çoğalarak kendi sonunu getirirdi. Kontrolsüz
hücre çoğalması “kanser”dir. Bu dünyada olduğu gibi kalanlar, atalete
kapılanlar tipik entropik gerçekle yüzleşir, doğal seleksiyonla birlikte
elenirler. Firmalar doğal hayattaki besin zinciri gibi ekonomik hayatta bir
tedarik zincirine dahil olarak “birlikte” yaşamayı öğrenmelidir.
Gelir Dünyasında mükemmel yoktur,
“yeterince iyi” vardır. Daha detaylı bilgiye ulaşmaya çalışırken eldeki
bilginin güncelliği kaybolur. Kimi zaman attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya
değmez. Kimi zaman topladığınız verilerin arasında karşılıklı bağımlılıklar
vardır, biri değişirken diğerinin değiştiğini gözden kaçırabilirsiniz. Öylesine
çok veri vardır ki, gerçekten önemli ve konuyla ilgili olanları seçmekte
zorlanabilirsiniz. Oysa ki olası çıktılar birbirine benzerdir, eğer değişimi
dikkate alarak uygulayabiliyorsanız hedeflediğinize yakın bir noktaya
ulaşabilirsiniz. Bu elbette nokta atış değildir ama çok kötü de değildir.
Çok bilinen zincir anolojisini
gözden geçirelim.
Gider Dünyasında zincirin
halkaları işletmedeki tüm proseslerdir. Bunlar sadece üretim prosesleriyle
sınırlı değildir, insan kaynaklarından muhasebeye, satıştan planlamaya kadar
tüm prosesler dahildir. Bu analojide halkanın ağırlığı maliyeti ve zincirin taşıyabileceği yük de akışı temsil
eder.
Hafifletilen halkalarda maliyet
tasarrufu yapılmıştır, sistemin tamamında yapılan tasarruf halkalardaki
tasarrufların toplamıdır. Dolayısıyla doğrusal dünyanın etkisi geçerlidir,
parçaların toplamı bütünü verir. Bazı halkalar diğerlerinden daha güçlüdür, tüm
halkalar aynı değildir.
Toplam Kalite Yönetimi veya
Yalında tüm halkalar öncelik gözetilmeden iyileştirilmeye çalışılır. Kapasiteyi
dengelemek için öncelik tasarruftadır ve ağır halkalar inceltilir.
Ancak zincirin taşıyabileceği
yükü sadece en zayıf halka belirler. Dolayısıyla hafifletilen halkalar maliyet
tasarrufu yapsa bile akışı artıramaz. Öncelik olmadan yapılan iyileştirmeler
zaman kaybı yaratır ve zayıf halkaya sıra gelene kadar akışı etkileyemez.
Doğrusal Dünyanın sonuna geldik.
Halkaların dayanım güçlerinin toplamı, yani parçaların toplamı bütünü
verememiştir. Kaybedilen zaman zarfında kayıp akış kadar gelir ziyan olmuştur.
Bu tekniklerin aksine Kısıtlar
Yönetimi dünyanın doğrusal olmadığını kabullenir, kısıta odaklanır, maliyet
tasarrufu yapmaya kalkışmadan zayıf halka için yatırımı dahi göze alır ve akışı
hemen artırmaya çalışır. Tüm iyileştirme çabası zayıf halka içindir.
Sonraki bölümlerde akışa giden
yolları (Ford, Yalın, Kısıtlar Yönetimi) karşılaştıracağız. Maliyet
muhasebesinin yıkıcı etkisini örnekleyeceğiz. Doğrusal Dünyanın araçlarını
(tahmin, optimizasyon, MRP, CPM) değerlendireceğiz. En sonunda Kısıtlar
Yönetimini tanıtmaya ve akla uygunluğunu değişik bakış açılarıyla göstermeye çalışacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder