12 Ekim 2015 Pazartesi

Kitap eleştirisi: Üretim Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar ve Uygulamalar / Bülent Sezen / 2011

Ana fikir : Kitap eski paradigmaya uygun olarak yazılmış, Kısıtlar Yönetimi ve yeni paradigmanın etkisi gösterilmemiş.


1.2. Üretim Türlerinin Sınıflandırılması
Burada stoka üretim (MTS), siparişe üretim (MTO, ATO) verilmiş, bulunabilirlik için yapılan (MakeTo Availability) verilmemiştir.


1.3. Üretimde Sürekli İyileştirme
Sürekli iyileştirmede akışa odaklanılması doğru tespittir ancak odaklanma yöntemi eksik kalmıştır. Akışa odaklanmak sadece hat dengeleyerek, grup teknoloji, esnek üretim, vb ile sağlanamaz; darboğazı belirlenmeli ve bu noktada akışı sağlanmalıdır.
Sürekli İyileştirmede israflara yoğunlaşmak eksik bir bakıştır, eski paradigmanın maliyet tasarrufu eğilimini gözetir. Esas olan öncelikle geliri artırmak ve daha sonra israfları darboğazdan başlayarak önlemek marifetiyle gideri kısmaktır.


1.4. Üretimle İlgili Yaklaşımlar
Kısıtlar Teorisi sadece üretim olarak gösteriliyor, eksik bir tanıtımdır. DBR siparişe üretim, Replenishment - Dağıtım, CCPM - Proje Yönetimi, TA - performans değerleme, Mafia Offer - Pazarlama,.. gibi geniş bir yelpazededir.


2.4. Değer Akış Haritaları ve Tek Parça Akışı
Tek parça akış ancak belirli şartlar sağlandığında (sürekli talebi olan, çeşitliliği az ve tekrarlı üretim) uygulanabilir. Bunun dışındaki hallerde bir aksama halinde (kalite, arıza, devamsızlık, işin süresinde bitmemesi,..) tüm hat durur, firma için ciddi gelir kaybı ortaya çıkar. Her firmada, herkesi, her şeyi, hemen ve hep birlikte geliştirebilecek insan-yöntem-mali kaynak olmayabilir, bu süreç zaman alır. Darboğaz bulunmalı ve zaman tamponuyla korunmalıdır, tampon ihtiyaca göre esnetilir.


2.6. Toplam Üretken Bakım
Klasik ve Japon tarzına uygun bir hesaplamadır. Doğru ürünler çalışılmadığı takdirde makine aslında tamamen işlevsizdir. Ayrıca verim firmayı amacına yaklaştıran her şeydir, yani darboğaz olmayan bir makinenin çok yüksek hız - kalite - süreyle çalışmasının firmaya bir faydası yoktur.


3. Kalite Yönetimi
Kalite kavramı tanım ve yaklaşım olarak eski paradigmaya uygun anlatılmıştır. Aslında darboğazın yerine göre kontrol noktası ve yöntemi değiştirmek akıllıca olabilir. Bir dönemin temel sıkıntısı olduğu için kaliteye yapılan yatırım önceleri firmaların gelirinde artış yaratmıştı. Ancak daha sonra Malcom Baldridge vb ödül alan firmalar finansal açıdan sıkıntıya düşerek yaklaşımlarını gözden geçirmek zorunda kaldılar. Newton' un doğrusal dünyası eski paradigmayı açıklar ve sona ermiştir, bu sebeple aynı noktayı daha çok iyileştirmenin performansa katkısı eskisi kadar çok olmayacaktır, azalan verimler kanunu iş başındadır. Aslında kısıtın yeri değişmiştir. 6Sigma vb yaklaşımların değişkenliği sıfırlamaya çalışması boşunadır, doğada değişkenlik vardır, bunu göz önünde tutarak ve buna dayanacak sistemler kurabilirsek bu 6sigmadan daha hızlı, kalıcı ve anlaşılır sonuçlar verecektir. Pareto' nun 80-20 kuralı bağımsız değişkenler içindir. Ancak bugünün üretim sistemlerinde hele de MRP kullanılan sistemlerde bağımlılık ciddi boyuttadır. Pareto' nun prensibi bağımlılık halinde 99,9:0,1 haline dönüşür. Başka bir ifadeyle kısıtı yöneten, sistemi yönetir. Kısıtı siz yönetmezseniz, kısıt sizi yönetir.


4. Tedarik Zinciri Yönetimi
Tedarik Zinciri Yönetimi tahmine dayalı ve ERP kullanımını gerektiren bir şekilde aktarılmış. Tamamlamaya ilişkin bazı notlar var ancak dağınık kalmış. Tedarik Zincirinde Kısıtlar Teorisi yaklaşımına hiç yer verilmemiş, tahmini gereksiz hale getiren ERP esaretinden kurtaran ve yüksek seviyede bulunabilirlik getiren bir yaklaşım anlatılmamış. VMI dan söz edilmiş ancak firmaların bunu nasıl başaracağıyla ilgili hiç bir ipucu verilmemiş. Verilen performans ölçümleri hep müşterinin tedarikçisini değerlendireceği tarzda seçilmiş, gecikmenin veya erkenden yapmanın bedelini gösteren TDD, IDD endeksleri açıklanmamış. Wal-Mart tarihçesinde tamamlamaya yönelik değişim sanırım yazıldığı tarih itibariyle dikkat çekmemiş.


5.1.  Üretim Planlama Kavramları
Talep Yönetimi anlatılıyor ancak aslında talep belirsizdir, belki yönlendirebilirsiniz ama yönetemezsiniz. Hedef olarak maliyet tasarrufu gösteriliyor, eski paradigmadır, gelir artırımı daha kısa zamanda daha iyi sonuç verir. Üretimin dengelenmesi, kapasite dengelenmesi övülüyor, eski paradigmadır, dengelenmesi gereken talep ve üretimdeki akıştır. Dengeli kapasite akışı kesintiye uğratır.


5.2. Malzeme İhtiyaç Planlama ve Ana Üretim Programı
MRP anlatılırken itme tipi, kesinliğe dayalı (operasyon süreleri kesindir, ıskarta oranları kesindir, makinalar arıza yapmaz, kapasite sınırsızdır, talep tahmin edilebilir,...) olduğu söylenmiyor. İşletme içi stokları artırdığı, akışı yavaşlattığı anlatılmıyor. Planlama ve icra ayrımı gözetilmiyor. Çalışanlar için anlaşılmasının ve yorumlanmasının ne kadar zor olduğundan söz edilmiyor.


5.3. Kısa Vadeli Programlama
Çizelgelemede eski paradigma çözümleri sıralanıyor. Her makinaya program vermek, lokal verim peşinde koşmak firmaya yarar sağlamaz. Darboğazda çizelgeleme yapılması yeterlidir, diğer makinalarda darboğaza nazaran kapasite fazlası olmalıdır, esas olan işletmenin darboğazıyla uyumlu çalışmasıdır.


6. Stok Yönetimi
Gerektiği kadar stok kavramı vurgulanmıştır ancak bunun sağlanması için ABC temelli tahmin uygulamasının önerilmesi kanımca yanlıştır. Belirsizliğin bu denli yüksek olduğu bugünün ortamında optimizasyon kavramı anlamını yitirmiştir çünkü parametrelerin değişime dayanımı çok azdır. Tahmin hatalarının yaratacağı eş zamanlı aşırı stoklu SKU ve eksik stoklu SKU durumlarından söz edilmemiştir. Yine eski paradigma ürünü Ekonomik Sipariş Miktarı üzerinde durulmuştur ancak belirsizlik bu modele uygun ortamı bozduğu için artık iyi sonuç veremez. Emniyet stoku statiktir, eski paradigmaya aittir, stok tamponunun talep ve tedarik durumuna göre esneyebilmesi gerekir, Kısıtlar Teorisi çözümü zaten bunu vurgular.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder