20 Eylül 2015 Pazar

Paradigmayı hissetmek...


Yukarıdaki kuşun hâlâ kafeste kalmasının sebebi sizce nedir? Kapısı açık, ama çıkmıyor.
 
Belki sahip olduğu kadar özgürlük ona yeterlidir, daha fazlasına ihtiyacı yoktur.
 
Belki kafesin sınırlarını bilemiyordur, gidiyor, gidiyor ama bir türlü kafese ulaşamıyordur. Kafes o kadar büyüktür ki, kafeste olduğunu bile fark edemiyordur.
 
Belki görüş mesafesindeki diğer kuşlar da kafeslerinde mutlu, rahat, "alışmış" görünüyorlardır. Onlar gibidir, öyle olduğu için temizlik ve bakımı onlar gibi yapılıyordur. Farklı olursa başına neler gelebileceğini hayal bile edemiyordur.
 
Belki her gün gördüğü veya görebileceği gerçekler o kadar tanıdık geliyordur ki, fark etmiyordur. Öyle ya her gün İstanbul'dayız ama en son ne zaman Ayasofya'yı gördünüz? Anıtlar (gerçekler) turistler içindir! Dışardan bakanlar daha kolay görür, buna isim de veririz: İşletme körlüğü..
 
Belki kafesin dışı için kuşa öyküler anlatılmıştır, daha önce çıkıp başarısız olanlar gösterilmiştir, hatta deneme fırsatı bile verilmiştir. Bilir ki kafesten çıkarsa başına kötü bir şeyler gelecek, korkar..
 
Belki anası, babası, iş arkadaşları, okulu ona hep bunu anlatmıştır. Kültür, sonraki nesle aktarılanların tümüdür. Sadece eski paradigmayı anlattıysak yenisini gözünde nasıl canlandırabilir ki?
 
Belki de sahip olduklarını feda etmeye kıyamadığından değil, sadece ötekini kucaklayamadığı için çekiniyordur. Yardım edilip, yol gösterilse, desteklense pekâlâ başarılı olabilir ama bunun farkında değildir.
 
Belki de uçmayı bilmediği halde "diğerlerini taklit ederek" uçabileceğini sanıyordur. Kafesten atlar, uzun bir mesafe boyunca aslında düştüğü halde uçtuğunu sanar, tam başardım derken yere çakılır.
 
Belki de bu kuş tavuktur, aslında kafesten çıksa bile kurtuluşu yoktur... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder