Bu sene Vespa Primavera 150cc beyaz motorumu MOTOPLEX Fatih Bey'den satın aldım. Daha önce Yamaha YBR125 ve Honda CBR250 kullanmıştım, 5 yıllık A2 ehliyetim var. Kullandıkça bu küçük motora alıştım, sevdim, Fatih Beyin gazıyla İzmir'e kadar sürmeye karar verdim.
Honda CBR250 ile İstanbul-Edirne seyahat etmiştim, 160km hızla heyecanlı bir geziydi.
Önce güzergahı planladım, feribotları araştırdım, pahalı buldum, saat açısından sıkıştırıyor ama ben telaşsızca gezmek istiyorum. Dolayısıyla Osman Gazi Köprüsünden geçmeye karar verdim, nasıl olsa geçsek de geçmesek de parasını ödüyoruz :) Çamlıca gişeden köprü çıkışına kadar 76 TL motor ücreti aldı, buradan Bursa çıkışa kadar 23 TL daha aldı, son olarak Akhisar'dan İzmir'e kadar 26 TL daha aldı ve toplamda 125 TL otoyol parası verdim.
Sonra ekipmanı bir araya getirdim, giderayak Vespa' ya 950 TL ye küçük füme renkli ön cam taktırdım. Fazla bagaj için ahtopot denilen bagaj filesini tercih ettim. Fatih Beyin yönlendirmesiyle bir adet lastik dolum&tamir spreyini, bir sigorta cımbızı ve 4 çeşit sigorta yedeğini yanıma aldım.
Dolu depoyla başladım, 3 defa yakıt alarak yine dolu depoyla 524 km yolu kabaca 130 TL yakıt parasıyla tamamladım. Ortalama 100 -110 km hızla seyrettim. Sabah 07:00 İstanbul Çekmeköy' den çıktım, 15:00 de İzmir Seferihisar'a geldim, 8 saat sürdü.
Yol boyunca çok keyifli ve rahat sürdüm. Otoyolda emniyet şeridini tercih ettim, arkadan gelen büyük motorlu abilerime, ablalarıma yol verdim. Diğer araçların sürücüleri rahatsız etmedi. Motor hiç bir şekilde teklemedi, hararet yapmadı, küçük teker endişeme rağmen yolların düzgün olması sayesinde çok yormadı. Osman Gazi Köprüsünde HGS anlaşmazlığımız oldu, neyse ki gişedeki hanım uygun bir çözüm buldu, oyalanmadım.
Gemlik'te kahvaltı molası verdim, Burger King henüz açılmamıştı, nöbetçi Starbucks :) vızır vızır çalışıyordu. Çok dikkat çekmedim, kimse garipsemedi veya özel bir ilgi göstermedi. Fazla durmadan yola devam ettim.
Benzin alırken bagaj filesini açmak biraz sıkıcı oldu, keşke benzin depo kapağına seleyi kaldırmadan ulaşabilseydim, İtalyanlar belli ki bagaj filesi yerine kabaca 2700 TL ye mal olan arka çanta kullanmamızı istemişler :)
Susurluk ve Balıkesir'de polis durdurdu, standart ehliyet - GBT kontrolu bahane aslında "Vespa'yla bu kadar yol nasıl geldin?" geyiği içinmiş. Çok kibardılar, hızlı hareket ediyorlar "bu kıyafetle sizi bekletmeyelim" demeleri çok zarifti. MustafaKemalPaşa tabelasıyla foto çekmeyi uzun zamandır kafama koymuştum, başardım.
Bursa - Susurluk - Balıkesir dolayında hafif yağmur çiseledi, devam ettim, hızımı biraz düşürdüm, kaymadı, fren mesafesinde sıkıntı olmadı, yağmurluğum yanımda değildi, sorun etmedim. Nazi kask gibi güneş siperliği olan basit bir Vietnam kaskım var, güneş gözlüğünü vizör niyetine kullanıyorum, çok gerekirse dekoratif kumaştan Vietnam işi haydut maskemle ağız-burnumu kapatıyorum. Buna Vietnam' da alıştım, orayı hatırlatıyor, gizliden özlüyorum :))
Akhisar'da bir arkadaşım vardı, Novada AVM de bekledim, beceriksizce bir selfie denedim. Ekipmanı çıkarınca ohhh beee dedirten bir sıcak var, öğle saatleri, burada Vespam hemen fark edildi, hoşuma gidiyor :)
İzmir girişinde Belkahve tüneli içindeyken dizliğin kayışı açıldı, durdum, uzay yolu gibi göründüğünü fark edince bari bir de foto çekeyim dedim..
Sonunda ufukta evim ve deniz göründü, ben de Vespa' yı ekleyerek bu seyahati noktaladım.
İlgi duyanlar blog sayfamın seyahat etiketinde benzer hikayelere ulaşabilirler. Kalın sağlıcakla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder