Honda CBR250 ile İstanbul-Edirne seyahat etmiştim, 160km hızla heyecanlı bir geziydi.
Sonra ekipmanı bir araya getirdim, giderayak Vespa' ya 950 TL ye küçük füme renkli ön cam taktırdım. Fazla bagaj için ahtopot denilen bagaj filesini tercih ettim. Fatih Beyin yönlendirmesiyle bir adet lastik dolum&tamir spreyini, bir sigorta cımbızı ve 4 çeşit sigorta yedeğini yanıma aldım.
Yol boyunca çok keyifli ve rahat sürdüm. Otoyolda emniyet şeridini tercih ettim, arkadan gelen büyük motorlu abilerime, ablalarıma yol verdim. Diğer araçların sürücüleri rahatsız etmedi. Motor hiç bir şekilde teklemedi, hararet yapmadı, küçük teker endişeme rağmen yolların düzgün olması sayesinde çok yormadı. Osman Gazi Köprüsünde HGS anlaşmazlığımız oldu, neyse ki gişedeki hanım uygun bir çözüm buldu, oyalanmadım.
Gemlik'te kahvaltı molası verdim, Burger King henüz açılmamıştı, nöbetçi Starbucks :) vızır vızır çalışıyordu. Çok dikkat çekmedim, kimse garipsemedi veya özel bir ilgi göstermedi. Fazla durmadan yola devam ettim.
Susurluk ve Balıkesir'de polis durdurdu, standart ehliyet - GBT kontrolu bahane aslında "Vespa'yla bu kadar yol nasıl geldin?" geyiği içinmiş. Çok kibardılar, hızlı hareket ediyorlar "bu kıyafetle sizi bekletmeyelim" demeleri çok zarifti. MustafaKemalPaşa tabelasıyla foto çekmeyi uzun zamandır kafama koymuştum, başardım.
Akhisar'da bir arkadaşım vardı, Novada AVM de bekledim, beceriksizce bir selfie denedim. Ekipmanı çıkarınca ohhh beee dedirten bir sıcak var, öğle saatleri, burada Vespam hemen fark edildi, hoşuma gidiyor :)
İzmir girişinde Belkahve tüneli içindeyken dizliğin kayışı açıldı, durdum, uzay yolu gibi göründüğünü fark edince bari bir de foto çekeyim dedim..
Sonunda ufukta evim ve deniz göründü, ben de Vespa' yı ekleyerek bu seyahati noktaladım.
İlgi duyanlar blog sayfamın seyahat etiketinde benzer hikayelere ulaşabilirler. Kalın sağlıcakla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder