İnsanların Kapitalist sistemde sermayedarı temsil ettiği bir düzlemde proleter hayvanların devrim çabası anlatılır. Çift taraflı bir eleştiri vardır. Zamanın soğuk savaş - demir perde - SSCB modeline göndermeler hissedilir. Bir çeşit sistemden devrimle diğerine geçiş ve maalesef diğerinin de ilkine benzemesiyle sonuçlanan üzücü bir masaldır.
Hayvanların arasında Domuzlar daha akıllıdır, beceriklidir, lider tabiatlıdır. Hayvanların arasında mevcut düzenden şikayeti olmayan "işbirlikçiler" vardır. Bazıları söylenenleri anlayacak kadar kıvrak zekalı değildir, bazıları okuyamazlar dolayısıyla değişimi fark etmekte zorlanırlar. Hepsi "eşitlik" hayaline tutkundur.
Devrim insanların (sermayedarın, kapitalistin) kötülenmesi ve hayvanların (üretimin, üretimden gelen gücün, proleterin) yüceltilmesiyle başlar. Devrim gerçekleşir. Artık tüm hayvanlar eşittir, hayvanlar birbirini öldürmeyecektir, safahattan kaçınacaklardır.
Zamanla ayrıcalıklar kazanılır. Domuzlar "düşün emekçisidir", hayvanlar için canla başla düşünmektedir ve dolayısıyla sağlıklarını korumak zorundadırlar (böylece daha uzun süre ve daha iyi hizmet edebileceklerdir).
Hepsini uzun süre meşgul edecek yel değirmeni inşası bir çeşit kara mizahtır. Proleter hayvanlar, sermayedar insanlara uygun bir eser için her zamanki işlerine ilave olarak çalışmak zorunda kalırlar. Daha iyi bir gelecek yanılgısıyla "aldatılmışlardır".
Domuzların kendi arasında bile fikir ayrılıkları vardır. Halk kim konuşursa ona inanmaya başlamıştır. Rutin törenler, söylevler, marşlar, bayraklar derken yeni sistem canlı tutulmaktadır.
Entelektüel olarak zayıf olan proleterlerin "demokrasi" kavramı içinde yanlış kararlar alma riskini önlemek zorundadırlar. Dolayısıyla karar verme zorluğunu "mecburen" domuzlar üstlenir.
İnsanların çiftliği geri alma saldırısı püskürtülür. Yaşananlar domuzları daha da özel kılmıştır. Artık "özel koruma" olan hırçın köpekler vardır. Lider daha az görülmeye başlamıştır, insanların hayatına yaklaşmaya başladığı görülür ama bu özverili ve sorumluluk isteyen hizmeti için kabul edilebilir bir iltimas olarak algılanır.
Komşu çiftlikler kimi zaman düşmandır, kimi zaman dosttur, kimi zaman onlarla alışveriş bile yapılır. Başlangıçtaki kurallar çiğnenirken yazılı metin zaman içinde kısım kısım değiştirilir, "iyileştirilir". Hafızalar yanılmaya başladığında, demagoji resmi tarihi dikte eder. İşler birazcık tersine gittiğinde cadı avı başlar, eski dostlar düşman ilan edilir, hainler yaratılır, yakalanır, idamla cezalandırılır. Artık korku hakimdir.
Proleterler eskisinden daha çok çalıştıkları halde kendilerini daha özgür hissetmektedir(!) Hala daha iyi bir dünya hayali vardır (... semavi dinlerin de benzer bir cennet söylemiyle geldiğini hatırlayalım...). Hayvanlar umutlarını asla yitirmezler.
Duvarda artık "Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir" yazmaktadır.
İnsanlarla işbirliği ilerlemiştir, domuzlar arka ayakları üzerinde yürümeyi öğrenmiş, elbise giymiş, kağıt oynamaya ve içki içmeye başlamıştır. Bir gece insanlar ve domuzlar birlikte kutlama yaparlar, gürültüler artınca hayvanlar merakla cama yaklaşıp içeriye bakarlar.
Artık insanlarla domuzları ayırt edememektedirler!
.... Bugünün Türkiye' sinde benzer olayların (farklı kamplarda) sürüp gittiğini üzülerek görüyoruz. İbret alınacak bir "peri masalıdır".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder