31 Ocak 2022 Pazartesi

Fazla Mesai - Neden haftada 4 gün çalışalım? / Kyle Lewis & Will Stronge / 2021 / kitap özeti

italik dizili olanlar benim yorumlarımdır. Zaman, yaşamdır. Dinlenebilmek, sevdiklerimizle zaman geçirebilmek, patrondan özgürleşmek insan olmanın asli parçalarıdır. Çalışma erken yaşlardan başlayarak hayatımız boyunca yaşamımızı tanımlayan şeydir.

Ücreti azaltmadan çalışma haftasını kısaltalım!

Son yıllarda ulusal gelirin içinde maaşların payı düşerken sermayenin payı artıyor, eşitsizlik var, hayatını "kazanmak" zamanı geçmiş bir terimdir.

Karşılıksız fazla mesai, daha uzun süreleri evden işe yolculukla geçirmek, kazandırdığından daha azını kazanmak, yoksulluk çekmek olarak tanımlanıyor.

Çalışma zamanı toplumdaki zenginliğin ve gücün bölüşülmesine ilişkin siyasal bir meseledir. Daha kısa çalışma haftası feministtir (ev içi ücretli ve ücretsiz emeğin bölüşümünü eşitleştirir), yeşildir (karbon azaltılmasını hızlandırır). 

Daha kısa çalışma haftası UNSDG hedefleriyle uyumludur. 

  • UNSDG1:Yoksulluğa son: ücret azaltılmadan özel hayata zaman yaratılır.
  • UNSDG4:Nitelikli eğitim: oluşan serbest zamanda hayat boyu eğitim mümkün hale gelir. 
  • UNSDG5: Toplumsal cinsiyet eşitliği: Ev içindeki işlerde kadın-erkek paylaşımı iyileşir.
  • UNSDG8: İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme: Daha uzun çalışma süreleri gereken işlerde istihdam fırsatıdır.
  • UNSDG9: Sanayi, yenilikçilik, altyapı: İnovasyonla gelen verim kazancı sermaye ve emek arasında daha adil paylaşılır.
  • UNSDG10: Eşitsizliklerin azaltılması: Ulusal gelirdeki paylaşımı emek lehine değiştirebilir.
  • UNSDG12: Sorumlu üretim ve tüketim: Daha az atık için, paylaşım ekonomisi-geri dönüşüm yapılırken genel talep azalacak, karşılığında istihdamın azaltılması yerine çalışma haftasının kısaltılması yerinde olacaktır.
  • UNSDG13: İklim eylemi: azalan hareketlilik (üretim, hammadde tüketimi) karbon salınımını azaltacaktır. 
  • UNSDG17: Amaçlar için ortaklıklar: Bugün kısa çalışma haftasının gündem olduğu ülkelerin tamamı gelişmiş kuzey yarıkürededir. Bu hedef doğrultusunda küresel fayda adına kuzey yarıküredeki müşterilerin güney yarıküredeki tedarikçilerine siparişler marifetiyle kaynak aktarabilmesi sağlanmalıdır. 
  • Daha kısa bir çalışma haftasının tüm maddi yükü ne firmalara ne de sadece güney yarıküre devletlerine yüklenmemelidir.

Çalışma Saplantılı Toplumda Yaşamak

Kölelik 3 aşamada yaşanıyor:

  • acımasızca sömürülen, canlı bir alet veya yük hayvanı gözüyle bakılan merkantalist dönemdeki kölelik
  • efendisinin şehvet/öfkesine tabi, toprağa bağlı, efendisinin mülkünde ömür boyu mahkum ortaçağ serflik
  • emeğinden başka satacak hiçbir şeyi olmayan, dünya pazarındaki rayice ezilen modern ücretli kölelik
Zaman, özgürlüktür, aslında özgürlük için zorunlu temeldir. Zaman, kar amacı güden bir işletme için önemli bir üretim gideridir. Dolayısıyla Karl Marx' ın işaret ettiği çelişki ortaya çıkar: İşçinin daha fazla boş zamana, işten uzaklaşmaya (temel ihtiyaçlarına yetecek kadar kazancı sağladığında bu kazançla yaşayacak zamana) ihtiyacı varken; işletmenin daha uzun çalışma saatlerine, daha sıkı çalışmayla verim artışına ihtiyacı vardır. Hayat pahalılığı, ücretlerin genel seviyesi, kazancın performans-nitelik vb ile değil doğrudan zamanla ilişkilendirilmesi ve kimi zaman işini kaybetme endişesiyle işçilerin özel hayatlarından fedakarlık ederek daha uzun saatlerle çalışması kaçınılmazdır.

Marx istihdamı "kendimizi birine belli bir süre için kiralamak" olarak görür ve özgürlüğe aykırı olduğunu iddia eder. Bu bakış açısını Rusya'da çalıştığım 1998 senesinde gözlemleme fırsatım oldu. Kimse çalışmak zorunda değildi, yoksullukta eşittiler, ölmeyecek kadar temel imkan devlet tarafından sağlanıyordu, bir şey sahibi olmak istemedikleri sürece her şey yolundaydı. Gorbaçov ve glasnost/prestroika bu düzeni dağıttığı için öfkeliydiler.

Uzaktan çalışmayla birlikte işyeri oturma odasına gelmiştir, iş-özel ayrımı kaybolmuştur. İşletmenin kar edebilmesi için verimli olması gerekir ve verimin yükü çalışanların üzerindedir.

Kullanılmayan Potansiyel: Inovasyon

Keynes 1870-1930 yılları arasında yazılarında ihtiyaçları Maslow'u andıran şekilde mutlak (temel) ve üstünlük (ego) olarak iki gruba ayırdı. Mutlak ihtiyaçların karşılanabileceği düzeye kısa zamanda geleceğimiz düşünüyordu (bugün bile asgari ücretin yeterliliğini konuşuyoruz). O noktaya geldiğimizde felsefi bir sorun vardı: Kalan boş zamanımızda kendimizle ne yapmalıyız? Bir insan kim olmalıdır?

İlk sanayi devrimi yıllarında çalışma saatleri kısaldı ama sebebi üretkenlik artışı değil, sendikaların üstün gayretiydi. Kapitalizmin motoru kardır. Dolayısıyla işyerinde sağlanan eğitim fırsatları çalışanların iş için daha üretken olmasını hedefler. İnovasyonla gelen üretkenlik artışı çalışanlara yansıtılmadığında kar artacaktır.

Kadın İçin Zaman

Hepimiz emek saplantılı bir dünyada yaşasak da onu eşit şekilde deneyimlemiyoruz. Küresel güneyde yaşayan ve çalışanlar, genellikle daha kötü çalışma koşullarında, daha düşük gelirde, güvencesiz durumdalar. Kapitalizmde hiçbirimiz eşit değiliz ama bazıları daha eşitsiz. Kadınlar da öyle.

17.yy dan beri kadına ev içinde biçilen bir rol var, ekonomik değeri yok (aslında var ama ancak bir yardımcı almak isteyince farkına varmıyorsunuz), evi çekip çevir, erkek geldiğinde yemek hazır olsun, çocukları (geleceğin işçileri) uygun şekilde yetiştir...

Bazı meslekler kadınla özdeşleştirilmiştir; hemşirelik, öğretmenlik, bakım işçiliği gibi. Büyük toplumsal önemlerine rağmen bu işler sistematik olarak değersizleştirilmektedir. İngiltere' de bu mesleklerdeki kadın oranı %80 den fazladır, genel ücret seviyesi yoksulluk sınırına yakındır. COVID ile birlikte yüksek risk sınıfına giren yüz yüze işlerde kadınların oranı %77 dir.

Esnekliğin çirkin yüzü belirsiz asgari iş saati (sıfır saat sözleşmeleri) ve düzmece serbest çalışma sözleşmeleridir, İngiltere' de bu şartlara zorlananların yarıdan fazlası kadındır.

Özellikle Kuzey yarıkürede hızla yaşlanan nüfuslar "bakım odaklı" bir ekonomiyi işaret ederken çoğunluğu kadın olan sektör çalışanlarının ücret ve koşulları son derece yetersizdir.

Ulusal İstatistik Bürosu 2016' da İngiltere' de kadınların erkeklerden %60 daha fazla karşılıksız iş yaptıklarını göstermiştir.  Ev işlerine kadınlar haftada 26 saat, erkekler 16 saat ayırmaktadır. Sosyologların ikinci vardiya dedikleri durum budur. Burada talep edilen aslında ev işi için ücretten ziyade ev işini eşit paylaşabilmektir.

Çalışma haftası kısaltıldığında erkeklerin ev işinde alacağı pay artabilecektir. Babalık izni vb yan haklar yine ev işçiliği paylaşımını iyileştirebilir.

Çevre İçin Zaman

GSYH-Gayri Safi Yurtiçi Hasıla tipik ekonomik başarı ölçütüdür, büyümeyi teşvik eder. İklim için kontrollü küçülme gerektiğinde metriklerin toplumsal esenlik, ekolojik sürdürülebilirlik, toplumsal eşitlik, vb içerecek şekilde güncellenmesi gerekir.

Karbon izini azaltmak için küçülmek  incelikli bir iştir. Yüksek karbon salınımlı işlerde çalışanlar için ne yapılacaktır? Yenilenebilir enerji sektörünün büyütülmesi gerekecektir. Karbonu kesmek için daha az çalışmamız ve kalan işleri daha eşit paylaşmamız gerekmektedir.

Çalışma haftasını 4 güne indirmek OECD ülkelerini içeren bir çalışmada gösterildiği gibi karbon ayak izimizi %30 düşürebilecektir. Konu sadece çalışırken yarattığımız karbon değildir, uzun saatler çalıştıktan sonra evde tükettiğimiz ambalajlı - hazır - yarı işlenmiş ürünler, motor kurye siparişler vb de karbon kaynağıdır.

GND-Green New Deal henüz taslak aşamasındadır. Kredi krizi - iklim değişikliği - yüksek petrol fiyatı üçlü zorluğuna cevap veren bütünleşik bir politika önerisidir. GND de çalışma şartları konusu çok yetersizdir. Beklenti GND' nin iş güvencesi - ücret artışı - çalışma saatlerinin azaltılmasını kapsamasıdır.

Kısa çalışma haftası için toplumsal hareketler, sendikalar, siyasi partiler birlikte hareket edebilmelidir. Hep birlikte sürdürülebilirlik, insani gelişim, cinsiyet eşitliği ve özgürlük temelinde yeni bir gelecek vizyonu kurabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder