28 Mart 2020 Cumartesi

Corona Virüslü günler!!

Gönüllü karantina istendiğinde elimizde ihracat işleri olduğu için evdekileri evde bıraktım ama ben işe devam ettim. Arabayla gidip geliyordum, iş yerimde temizlik ve hijyen oldukça özenliydi. Çevremdekilerde hiç bir belirti yoktu, işimizi yürütmeye gayret ediyorduk. Dün itibariyle aciller bir noktaya gelince ben de toplu taşımayla eve döndüm, artık karantinadayım...

Arabayla seyahat ederken ilk önce trafiğin azaldığını hissediyorsunuz. Çekmeköy - Yenibosna ikinci köprü güzergahında 07:00-08:30 yani bir buçuk saatte giderdim, Perşembe günü 30 dakikada gidince ürperdim. Beni Yeşilyurt Marmaray İstasyonuna bıraktılar. Taksi durağında araçlar birikmiş, içeride çıt yok, televizyonda haber kanalı açık, dışarıda bir kaç tavuk :) Ortalık boş.

İstasyona indim, yürüyen merdivende bir yere dokunmamaya gayret ettim, yüzümde maske var, berem kafamda, elimde eldiven maalesef yok, tedbirsizlik etmişim. Kimseye yaklaşmıyorum, onlar da yaklaşmıyor. Turnikelerde aralıklı durup sabırla sıramızı bekliyoruz. Perona çıktığımda tek tük insan var. Netflix salgın filmlerinden birinde oyuncuymuşum gibi hissediyorum. Ürperiyorum.
Seferler 15 dakikada bire seyreltilmiş. Peronda ve vagon içinde sürekli uyarı anonsu var.

Tren geliyor, biniyorum, saat 16:30 gibi, ayakta kimse yok, aralıklarla oturuyoruz. Herkes çantasını yanındaki koltuğa koyarak yanının boş kalmasını garanti etmeye çalışıyor. Gerçekten ses yok, kimse konuşmuyor. Sirkeci'de bile trende ayakta yolcu yok, Üsküdar' da iniyorum. Çekmeköy metrosuna aktaracağım.

Üsküdar meydanı hiç bu kadar boş görmedim. İlk defa Corona' yı hafife aldığımı düşünüyorum, acaba yeterince tedbirli davrandım mı? Acaba eve mikrop taşıdım mı? Geriliyorum, metroya iniyorum. Merdivende herkes arkasına dönüp yeterince boşluk var mı diye kontrol ediyor. Çekmeköy metrosu da sakin, sessiz.

Bu virüsü gezegenin artan nüfus - kirlenme - küresel ısınma gibi konularda orjinal bir reaksiyonu gibi görüyorum. 

Darwin' in Doğal Seleksiyon kavramına uygun olarak insan türü için bir nüfus düzenlemesi hissi veriyor. 

Öncelikle çok kolay ve hızla bulaşıyor, hepimize gelmesi olasıdır. Ancak ekonomik gücü yerinde olanlar evlere kapanıp bu etkiyi geciktirebilir, çalışmak zorunda olan yevmiyeciler, taksiciler, esnaflar, işçiler kanımca daha büyük risk altındalar. 

Hastalığın öldürücülüğü düşük, %4 gibi söyleniyor, yani hepimizi test edecek, zayıf olanları eleyecek... Yaşlılar ve kronik hastalar için risk daha fazla. Elbette dramatik ama bu vakalar gerçekleşirken sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerinin üzerindeki yük azalacak, miras yoluyla kısmi bir servet transferi yaşanacaktır. 

Dahası gençlerde öldürücü olmasa bile yüksek ateş yapıyor ve bu da kısırlık riskini doğuruyor. Yani nüfusun artışı da kısmen önleniyor.  

Afrika kıtasından neredeyse hiç bir geri bildirim yok, yüksek nüfuslu Çin - Hindistan - Bangladeş - vb ikinci belki üçüncü dalgayı görebilir.


Hayatın yavaşlamasıyla birlikte hava kalitesi iyileşti, ısınma belirtileri azalıyor, UNSDG 17 hedef için de pozitif yansıma görünüyor. 

Yeni dünya düzeninde ekonomik - savunma - din - mezhep gibi paydalarda bir araya gelmek artık eskisi kadar olası değil bence.. AB, BM, NAFTA, Arap Birliği, ... hepsi anlamını yitiriyor. Bundan sonraki ortak payda yaşanılabilir yerler olacak, sınırlı sayıda yer için tekrar silahlanma - soğuk savaş şartları doğacak sanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder