16 Mayıs 2020 Cumartesi

Uygarlıkların Batışı / Amin Maalouf / 2019 / kitap özeti

Levant : Akdeniz Doğusu' nun kadim kültürlerinin Batı' nın daha genç kültürleriyle tanıştıkları yerlerin bütünüdür.

Eğer farklı ulusların ve tektanrıcı dinlerin mensupları dünyanın bu bölgesinde birlikte yaşamaya devam etseler ve yazgılarını uzlaştırmayı başarsalardı, tüm insanlık ahenk içinde bir arada yaşama ve refah konusunda ilham alabileceği, yolunu aydınlatacak anlamlı bir model bulacaktı.

Doğu Akdeniz'in ışıkları sönünce karanlık tüm dünyaya yayıldı.

Ianus bir roma tanrısı, iki yüzü var ve zıt yönlere bakıyor.

Churchill Mısır'da Arap milliyetçiliğinin otoriter/yabancı düşmanı versiyonunun, İran'da Humeynici İslamcılığın önünü açmıştır.

Azınlıklar genellikle tozlayıcıdır (polen taşıyıcı). Ne kadar faydalı oldukları ancak yok olduklarında anlaşılır. Roosvelt Amerika'sının azınlıkları toparlaması ve bir arada kalma çabası olumlu sonuç vermiştir.

Marx sadece proleterlere değil, aynı zamanda azınlıklara, mensup oldukları kabul edilen ulusla tam olarak özdeşleşemeyen herkese kurtuluş vaat etmişti. Arap dünyasında komünist fikirler bu sebeple yankı buldu (PKK da komünist partidir). Dar aidiyetlerini aşıp "bütün ülkelerin proleterlerini", yani bütün insanlığı kucaklayan, uçsuz bucaksız bir kimliğe sıçrayacaklardı.

Endonezya'da komünistler iktidarı alırken "aydın-elit" binlerce kişiyi öldürdüler. Bilinen soykırım tanımı bunu maalesef kapsamıyor (halk, etnisite, din, cemaat).

Azınlıkların en doğal tepkisi, dar topluluk aidiyetlerini (partikülarizm) beyan edip onun içine kapanmaktır, onu aşmaya çalışmak değil...

Arap halkları İsrail ile yapılacak bir sonraki savaşı beklemiyorlar ama barış da istemiyorlar. 1967 deki 6 gün savaşı karşılıklı saygıyı tüketti, artık "yiğitler barışı" yapılamıyor. Suudi öğrenci Usame Bin Ladin, Sovyetlerin Afganistanı işgali esnasında liderlik rolünü kazandı.

1919 Versailes Sarayında I.Dünya Savaşı sonlandırılırken hem Arap dünyasından Prens Faysal ve Arabistanlı Lawrence hem de İsrail'in kurucusu Haim Weizmann kulislerdeydi.

1978-1980 gezegen için önemli bir dönemdi.

  • İran' da Aytullah Humeyni tarafından Şubatta İslam Devrimi yapıldı. Ahlaki-dini düzeni savunuyordu. Öğrenciler ABD elçiliğini işgal edip, Reagan' ın seçildiği gün boşalttılar, hiç biri ceza almadı. Aynı dönemde Suudi Arabistan'da sünni cihatçılar Kabe' yi işgal ettiler, Fransız komandoların desteğiyle kanlı bir çarpışmadan sonra Kabe' den çıkarıldılar, 68 kişi idam edildi.
  • İngiltere'de Margaret Thatcher tarafından Muhafazakar Devrim yapıldı. Ekonomik-sosyal düzeni savunuyordu.
  • ABD de Ronald Reagan güçleniyordu, Kasım 1980 de seçimi kazandı, Muhafazakar Devrim yapıldı. "Bu krizde sorunun çözümü devlet değildir, devlet sorunun ta kendisidir" dedi. Baş düşmanı her zaman komünizm oldu, diğerlerinin tamamı ikincil veya geçiciydi.
  • Çin'de Deng Xiaoping kendine has Muhafazakar Devrim yaptı.
  • Roma'da II.Ioannes Paulus Papa seçildi, "devletlerin, siyasal ve ekonomik sistemlerin sınırlarını açın, uçsuz bucaksız kültür, uygarlık ve kalkınma alanları açın" dedi. Fikirleri AB nin oluşmasına ve İngiltere-ABD merkezli muhafazakar devrim-liberal ekonominin yayılmasına yol açacaktı.
Ülkelerin, halkların içindeki ayrışma eğilimi doğal olarak ülke düzeyinde de uluslararası kuruluşlara tepki doğurdu. Eşitsizlikler meşrulaştı. Kolay ama ahlaksız kazanılan para mazur görülür oldu.

İngilizler Hindistana özgürlük verirken Hindulara Hindistan, müslümanlara Pakistan kaldı. Daha sonra Pakistan'daki Bengaller, Pencaplardan ayrılarak Pakistan'ı böldüler ve Bangladeşi kurdular .

Parçalanma sınırsızca devam eder.
Herhangi bir zümre çoğunluğu sağladığında eskisinden daha hoşgörüsüz olur.

Emniyetsiz dünya fikri teknik takibe, bu da 1984 benzeri bir ortama sürüklüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder