2 Mayıs 2017 Salı

Vietnam - Yerel hayat

Saygon onemli bir merkez. Sehir 24 bolgeden olusuyor. Yabancilar daha cok 2. ve 7. bolgeye ragbet etmis.

Sehir merkezine yakin cok sayida kilise, pagoda, hindu mabedi, hatta camii bile var.

Cyclo dedikleri bisikletten bozma cekcekle kisa bir tur yapma sansim oldu. Cicek pazarina gittik, yuksek yorelerden duzenli sevkiyatla besleniyor, rengarenk, hos kokulu. Fransizlar onculuk etmis..

   
Yakininda balik pazari vardi, turlu cesit balik, et vb kimi zaman su icinde canli kimi zaman kesilmis ve acikta sergileniyor. Agir bir kokusu var, hijyen cok zayif. Sehirlerde uygun fiyat nedeniyle domuz yaygin. Tasraya cikildiginda pirinc tarlalarinda calisirken karsilastiklari her seyi (kedi, kopek, fare, yilan, kurbaga, ...) yedikleri soyleniyor. Canli hayvan satisi da populer, anlasilan evin bir tarafinda kumes vb bir yer var.


Agac ve mobilya el iscliginde iyiler. Ilk kaldigim otel butik tipti, mobilyalari etkileyici buldugumu hatirliyorum.

Pirinc tarladan toplaniyor, kabuklari ayriliyor, suda islatiliyor, buharda pisirilirken kagida emdiriliyor, gunes altinda bambu tereklerin uzerinde kurutuluyor, kiyilarak rice noddle (pirinc makarnasi) haline getiriliyor.

Pirinc icin tarlayi hazirlarken eselenen topragi tugla ureticilerine hammadde olarak satiyorlar. Soyulan kabuklari da tugla ureticisi yakacak olarak aliyor. Hammadde islatiliyor, makinadan cekilerek istenen forma getiriliyor, guneste kurutuluyor, firinlaniyor ve tugla olarak satisa sunuluyor.

Fransizlar kendi ulkelerinden kaucuk fidesi getirerek deniyorlar ama iklim nedeniyle tutmuyor. Bunun uzerine Filipinler - Endonezya' dan fide getirerek tekrar deniyorlar, bu sefer tutuyor. Gun dogmadan hasat gerekiyor, ormanin turlu riskini ustleniliyor, kaucuk teneffus edildiginde hasta ediyor, omru kisaltiyor, zor is, kimse calismak istemiyor, baslangicta kole duzeniyle isbasi yapiliyor, sonradan yuksek ucretli isci kullanimi basliyor. Agaclar duzgun siralar halinde ekilmis, her sene 1cm kalinliginda kismi bir kabuk siyriliyor, akis yonunde alt koseye icerisine sertlesmeyi onleyecek kimyasal eklenmis olan kase takiliyor, yagmur yagdiginda agacin govdesini takip eden suyu kaseden uzak tutacak sekilde plastik bantlar yapistiriliyor. Agac her sene daha derin kesilmemek kaydiyla bu kabugu yeniliyor. Yaklasik 20 yillik omru var, sonra kesiliyor, yerine yenisi dikiliyor. Vietnam onemli bir kaucuk ureticisi..



Mekong delta uzerinde adalar var. Debisi duzgun, gel-gitlerden etkileniyor. Saygon deniz kiyisinda degil ama sehirde liman var. Adalarda tropik meyve ve yemisler yaygin. Nehir aslinda kirli degil ama uzun mesafe katederek, kirmizi topraktan bir yatak uzerinde geliyor, dolayisiyla su bulanik ve camur gibi gorunuyor ama icinde zengin balik cesidi var. Bardaga alip beklettiginizde kum cokuyor, su kotu gorunmuyor. Adalarin arasinda botla gezerken sehirdeki sokaklar ve motorlar akliniza geliyor, bir suru irili ufakli su yolu bir ag seklinde bagli durumdalar. Ilkel ve sessiz bir hayat suruyor. Insanlar mutlu gorunuyorlar, turistlere alismislar. Bu sadeligin icinde gittiginiz cafelerde wifi bulabiliyorsunuz (!)

Ustunde yatacaklari kilimi kurumus otlardan ilkel bir tezgahta kendileri dokuyor.

Ananas, mango, zencefil, muz, hindistan cevizi kurutulmus olarak sicak yesil cayla birlikte servis ediliyor.
Daha sonra benzer yemislerin tazeleri ayni sekilde servis edildi.

Farkli bir kulturde yasiyorlar, olmayanlari DEGIL, olanlari degerlendiriyorlar, olaganustu beklentileri yok, mutlular, sakinler..

Dragon Fruit, pirincten daha kolay yetistiriliyor, senede 4 mahsul veriyor, daha iyi para kazandiriyor ve dolayisiyla ciftciler pirincten dragon fruit ekimine dogru gecis yapmaya baslamislar. Yandaki resimde disi mor, ici beyaz ve siyah noktali gorunen dragon fruit..

Seker kamisi suyunu da sevdim, odunun suyunu sikiyor gibi gorunuyor, lezzetli..

Vietnam - Amerikan etkisi

Bu cografya Ortadoguya benziyor, hep savaslarla birlikte yasamislar. 1945 te kuzeyde Ho Chi Minh bagimsizlik ilan ettikten sonra Fransizlarla mucadele ettiler, Fransa 1954 te teslim oldu, 1956 da ulke ikiye bolundu. Guney ve Kuzey arasindaki catismalara 1962 de ABD dahil oldu ve savas 1973 e kadar surdu. Ateskes sonrasi catismalar Kuzey kuvvetlerinin 1975 te Saygon'u dusurmesiyle sonlandi. Ho Chi Minh 1969 da olmustu ama artik milli kahramandi.

Savas cok zalimceydi. ABD teknik ustunlugune ragmen bolge cografyasina ve gerilla taktiklerine alisik degildi. Agir, cok agir hava bombardimani sonuc vermedi. Helikopterlerin gorusunu ve tanklarin ilerlemesini onleyen ormanin yok edilmesi gerekiyordu, savastaydilar, baskasinin ulkesiydi, umursamadilar, napalm bombalariyla kilometrekarelerce orman kul edildi, "moon surface" tabir edilen gorunum ortaya cikti. Aranan VietKong bulunamamisti. Fransiz savasinda baslayan tunellerin devam ettigi anlasildi, kopeklerle hava bacalari arandi, zehirli gaz, su, kizgin yag dokuldu, nehirden yararlanamamalari icin nehirler zehirlendi. Gorulemeyen dusmana ulasabilmek icin portakal gaziyla savas bolgeleri "yikandi", kimyasal zehir yagmurlarla birlikte topraga, yer alti sularina, nehirlere karisti, umulmadik derecede uzaklara kadar etki gosterdi, genetik hasar ortaya cikti, iki kafali bebekler, koturum dogumlar, alti parmakli insanlar gorulmeye baslandi.

Gerillayla sivil ayirt edilemeyince cozum hepsini oldurmekte bulundu.



VietKong ormana cekildiginde Amerikalilar yoruldular, tropik hastaliklar, kotu beslenme, haserat ve bocek sokmalari, bubi tuzaklari, oldurmek icin degil yaralamak icin ates eden gerilla Amerikalilari bezdirdi, her yarali asker vicdan sikintisi ve baska bir askerin yaraliya yardim etmesi sonucunu dogurdu. Amerikalilar zalimce gerilla-sivil ayirt etmeden Vietnamlilarla savasirlarken VietKong Amerikalilarin vicdaniyla savasiyordu. Seneler sonra ABD askerleri kendilerine verilen madalyalari "gurur duyacak bir sey yapmadik" diyerek Vietnam'daki muzeye bagislayacak, buyuk bir kismi intihar edecekti.

Guneyin merkezi Saygon'du, temsil eden nokta sonradan Reunification Palace adini alan baskanlik konutuydu, o zamanin ilkel teknolojisiyle savas muhabere merkezi, baskanin ikametgahi, kabul odalari, siginaklar hep bu binanin icindeydi. Savas bahcede hala duran tankin bahce kapisini yikarak namlusunu saraya cevirmesiyle son buldu.

Savasla ilgili her iki tarafin dokumanteri, savas sonrasi arac gereci, videolar, canlandirmalar her sey bir muzede toplanmis, War Remnanat Museum, sahiden bir ibret abidesi. Ozgurluk icin gelenlerin nasil oldurdukleri, memleketini korumaya calisanlarin nasil zulum gordugu ciplak gozle goruluyor, dokumanlarin buyuk kismi Time, Newsweek gibi uluslararasi mecradan alinmis.

Savas hakkindaki izlenim ancak Cu Chi Tunnels goruldugunde tamamlaniyor. Bu tuneller zamanin Vietnamli olcusune uygun olacak kadar kucuk yapilmis ve boylece techizatli Amerikan askerinin girmesi fiziken engellenmis. Bunun uzerine Amerikalilar Tunel Faresi tabir edilen Filipinli, Taylandli daha ufak tefek muttefikleri tunellere indirmeye kalkmislar, bubi tuzaklariyla karsilasilmis.

Tunelde yasamak farkli bir deneyim, disarida arama tarama yapan ABD devriyesini dusunurseniz gurultu yapamazsiniz, yemek pisirdiginizde koku ve dumani hissettirmeden (sabah sisine karistirarak, pisirme noktasindan 4 km otede, pespese filtrelerden gecirilmis olarak tahliye ediliyor) cikartmalisiniz, nehir zehirli oldugu icin metrelerce derine kuyu kazarak yeralti suyuna ulasmalisiniz, elektrik yok, ates yakamazsiniz, karanliga alisacaksiniz, tuvalet olanagi yok, arada bir disari cikip gizlice yapacaksiniz, giris - cikis noktalariniz dogal gorunumlu ve kamufle olacak....

Tunellerde siviller saklanmis, VietKong yumusak topraga carpip patlayamayan bombalari toplamis, olen - yaralanan - kacan Amerikalilarin techizatlarini biriktirmis ve elinden geldigince silah imalati yapmaya calismis. SSCB ve Cin'den destek almislar. Tuneller Amerikan ussunun yanibasinda, isler ters giderse Kambocya'ya kolayca ulasabilecek kadar sinira yakin, ani bir hareketle Saygon'u vurabilecek kadar Saygon'a yakin, nehir havzasinda, yumusak toprakli, yeralti suyuna ulasilabilir bir mevkiide konumlanmis.

Saygon' un dustugu gun ABD helikopterleri catilardan yuzlerce insani toplamis, ABD' ye siginmislar. Bunun ABD' nin Guneye gizli garantisi oldugunu iddia ediyorlar. Insanlar kacabilmek icin birbirlerini cignemisler...

Ulkede Amerikalilara karsi hissedebildigim iki farkli gorus var:

Yaslilar olanlari unutamiyor, unutmak istemiyor, Amerikalilari sevmiyor, sehre Ho Chi Minh City diyorlar. Diger taraftan cocuklarinin kuresel dunyaya hazirlanabilmesi icin okumasini, meslek edinmesini, calisip bir aile kurabilmelerini de istiyorlar. Ve bunlar icin cocuklarin Ingilizce ogrenmeye cabalamasini, yabanci sirketlerde calismalarini sineye cekiyorlar. Oyle ki gencler kendilerini Ingilizce isimlerle tanitiyor, aralarinda Ingilizce konusuyor, bati tarzi hayata ilgi duyuyorlar, sehirden Saygon olarak soz ediyorlar. Gencler olan biteni unutup, temiz bir baslangic yapmak istiyor.

Kulturel yapi nedeniyle genc - yasli catismasi yok, aileler bir arada yasiyor, tatillerde memleketlerini ziyaret ediyorlar.

Vietnam, ABD nin en buyuk tekstil tedarikcisi. Cografi olarak yakin, iscilik ucuz, emek yogun sanayi kavrami ulkenin gerceklerine uyumlu... Hepsi bu mu?
Amerika'da yasayan etnik gruplar arasinda onemli olcude Vietnamli var, Amerikalilar icin bu "tanidik" hissi veriyor, bu insanlar ticarete aracilik ediyor.
Dahasi ABD vicdanini kuresel ticaretin parasiyla "yikamaya" calisiyor, eski yaralarini sariyor, kanimca gunah cikariyor.
Diger taraftan 10 yillik savasla elde edilemeyenler "American way of life" olarak coktan Vietnami ele gecirmis. Amerikan elciligi ve bayragi Saygon' un orta yerinde, akliniza gelebilecek hemen tum Amerikan (kapitalist) markalari burada, Ingilizce seferberligi var, sehir expat nufusun hosuna gidecek sekilde yapilaniyor, kolaylik saglaniyor.

Bu ayni zamanda ABD'nin gerektiginde Vietnam'i islah etmek icin kullanacagi bir sopaya benziyor, simdilik uzerindeki balla mesguller ve belki bir gun (Trump) sopayi da fark edecekler...

Vietnam - Yasam tarzi


Vietnam Asya'nin Pasifik Okyanusuna bakan tarafinda asagilarda kalan bir ulke. Okyanus kiyisini takip eden uzun bir cizgi formunda, Saygon'dan batiya dogru 100km gidildiginde Kambocya veya Laos'a geliyorsunuz ama kuzeye dogru 1000km de gitseniz hala Vietnam'dasiniz.

Ekvatorda degil ama muson iklimi hissediliyor, kuzeyde bildiginiz 4 mevsim var ama guneyde sadece 2 mevsim var, her ikisinde de sicaklik ortalama 35 derece, tek farki birinin kuru digerinin yagisli olmasi. Kuvvetli ve kisa sureli yagislar var, halk buna coktan alismis, gunluk hayat aksamiyor. Motora binenler durup yagmurluklarini giyiyor, pirinc kurutanlar terekleri kaldirip sobalari aciyor, kaucuk toplayanlar plastik bantlarla yagmur suyunu kaselerden uzak tutuyor...

Paralari hala cok sifirli, milli kahramanlari Ho Chi Minh figurlu, 1 USD = 22.800 VND, Vietnam Dongu ve kur oldukca stabil, neredeyse yil boyunca ayni kaliyor. 1 TL kabaca 6.000 VND ediyor.

Turkiye'deki gibi iki ana kent var: Ankara'nin karsiligi baskent Hanoi ve Istanbul'un karsiligi Saygon (Ho Chi Minh City, HCMC). Saygon nehri, kollari, kanallar sehrin icinden geciyor, kopruler, tuneller var.

Temel ulasim ve hayat araci motorsiklet, her gun 9.000 yeni motorsikletin trafige ciktigi bir ulke burasi. Motorsikletler genellikle yari otomatik, otomatik 50cc-100cc-125cc civarinda, kismen eski ve cesitli aksesuarla donatilmis olarak boy gosteriyor. Seyyar satici vitrinlisinden, tulumbali itfaiyecisine, bar taburesinden bozma bebek koltugundan, iki tarafli kapakli bagaja kadar turlu cesit gorulebiliyor. ayni motorde 4-5 kisi, abartili yuk (suren adamcagiz gorunmuyor) vb gibi tuhafliklar burada normal. Trafik kurallari var ama zavalli yabancilardan baska kimsenin umrunda degil, kisa zamanda araziye uyum sagliyorsunuz, ters yonden motor gelmesini garip karsilamiyorsunuz.. Korna genellikle "dikkat buradayim" anlaminda calisiyor, bazi motorlarda surekli calisan kisik sesli ikaz sinyali var, otobuslerde sinyal verildiginde sesli ikaz da duyulabiliyor.




Belirgin Bati etkisi (Fransiz ve ABD) hissediliyor. Koloni zamani mimarisi, kiliseler, baget-kruvasan, kaucuk, cicekcilik Fransiz izlerinden sayiliyor. Fransizlarin en buyuk hizmeti misyonerlerden Alexandre De Rhodes'in alfabeyi kismen Latin harflerine donusturmesi olmus, adini bir sokaga vermisler. Ulke Fransizlar cekilirken Guney - Kuzey olarak ikiye bolunmus. Donemin en guzel ornekleri sehir merkezindeki Notre Dame Kilisesi ve yanibasindaki Central Post Office' tir.



Sosyalizmle yonetiliyor. Her yerde rastlanilan orak-cekicli bayragi eski SSCB bayragi olarak hatirliyordum, meger Komunist Parti bayragiymis, dolayisiyla Cin, Kuzey Kore, Kuba, Rusya, .. tamaminda ayni bayragi gormek mumkunmus. Ulkenin bolunmus oldugu zamanlarda bugunku bayragin ust yarsi kirmizi, alt yarisi maviymis, ortada yine yildiz varmis. Birlestikten sonra tamami kirmizi (kizil) olmus.

Birlesme ulkenin tamaminda ayni olumlu yankiyi saglamamis. Guneydekiler kendilerini "maglup" hissetmisler, bir kismi ulkeyi terk edip ABD' ye gocmus. Birlesme Gunu bayrami kutlamalari da buruk geciyor, gencler kente Saygon derken, yaslilar Ho Chi Minh City diyorlar, sessiz bir protesto hissi veriyor. Gencler Ingilizce'ye yogun ilgi gosteriyor, kendilerini Ingilizce isimlerle tanitiyorlar, aralarinda Ingilizce konusuyorlar, Hard Rock Cafe'ye gidip, Heineken icmek istiyorlar, mumkunse motorlarini Vespa ile ve telefonlarini iphone ile degistirmek istiyorlar, McDonald's - KFC - Harley Davidson - Gucci - Starbucks - ..... herkes burada...




Oldukca saglikli ve dengeli bir beslenme duzeni var. Sabah Banh Mi adinda yumurtali - peynirli - jambonlu - yesillikli bir kucuk baget yiyorsunuz, bu gunluk ekmek dozunuz :) Oglen yemeginde buharda pisirilmis pirinc lapasi (karbonhidratiniz), yesillikler (sebze), balik - domuz - tavuk bir miktar et garnisi, bosaltim kolayligi icin corba ve sevenler icin aci biber, soya sosu (tuz yemeniz gerekiyor, cok terliyor, idrarla birlikte cok su kaybediyorsunuz, kaslarda kramp riski bas gosteriyor). Turkiye' de aylarca ugrasip kilo verememistim, burada 35 derecede gunluk ortalama 10,000 adim ve dengeli beslenmeyle birlikte bir ayda 7 kilo verdim, iyi hissediyorum. Cevremdekiler sabahlari spor yapmami istiyor, etraf her yastan sabah sporcusuyla dolu, sporsuz kalinca kilo kaybi ciltte porsumeyle sonuclaniyor.

  

Tuhaf sekilde mutlular, birbirleriyle yarismiyorlar, orta yas ve uzerinde calisma-edinme hirsi yok, "komsum yapmis ben de yapmaliyim" takintisi yok, cogunlukla tek cocuk yapiyorlar, ikinci cocuk icin fazladan calismaya gerek kalmasini anlamsiz buluyorlar, "aileyle vakit geciremedikten sonra cok cocuk yapmanin anlami yok" fikrindeler. Ellerindekiyle yetiniyorlar, sahip olduklari her sey bir motorun ustunde ailecek seyahat ederken bir arada ve bu onlara yasam zevki veriyor. Yasli ana - babalariyla ayni evi paylasiyorlar, atasina bakan mirasi aliyor, digerlerine verilmiyor. Ayni tek goz odada yemek yapiliyor, yeniliyor, oturuluyor, araya perde cekilerek halvet olunuyor, yattiktan sonra sokaktaki motor odanin icine park ediliyor. Azicik yalniz kalip kafasini dinlemek isteyen meydanlara, cafelere gidiyor, sezlongta yatiyor, merasimle Cafe Su Da (Sutlu buzlu vietnam kahvesi) iciyor, arkadasiyla cin satranci (bati dunyasinda az bilinen ama nufusu dusunurseniz sahiden de dunyada en cok oynanan satranc) oynuyor veya hamakta kestiriyor. Sahiden cafelerde hamak var!

Vietnam weasel coffee - EatingVietnam, Brezilya' dan sonra dunyanin en buyuk ikinci kahve ihracatcisi, ulkedeki kahvenin tamamini tekel olarak Nestle aliyor. Cok sayida yerel Starbucks kivaminda cafe zincirleri var. Kahve iki sekilde ogutulurmus; birincisi bildiginiz mekanik yontem ikincisi "canli" tabir edilen - sansarlara kahve yediriyorlar, hayvan en iyilerini "secip" besleniyor, cekirdegiyle yutuyor, sindiriyor ve diskisiyla birakiyor. Bunlar toplaniyor, pisiriliyor ve dunyanin en pahali kahveleri arasina katiliyor..

Hukumet metroya yatirim yapiyor ama her seyin motorsiklet etrafinda orgutlu oldugu kentte halk bunu cok benimsemiyor, onlarin gozunde bu devlet kademesinde curumuslugun - kokusmuslugun yeni firsatlarla beslenmesi ve yabancilara sirin gozukme cabasi olarak algilaniyor. Benim gozumde de Istanbul Belediyesi sasirip Sancaktepe yerine Saygona gelmis gibi gorunuyor (!)

Trafik kesmekes, hava kirliligi var, kask kullanmak zorunlu yapilmis ama hala olumle sonuclanan kazalar var. Trafik 20-40km hizla akiyor, motor kazalari bu hizdan sonra olumcul oluyor, zaten motorlar kucuk hacimli ve genellikle cok yuklu oluyor. Parmak arasi terlik, bu terlige uygun kadin kisa corabi, omuz seviyesine kadar cekilen gunesten koruyan eldiven, bacaklari gunesten koruyan cirt bantli ortu, sandvicin ve kahvenin poset icinde motora asilacak gibi verilmesi,... turlu cesit ayrinti bu hayat tarzina gore kurgulanmis... Sevimliler, gulumsuyorlar, yabancilar seviliyor, Turk - Alman - Israilli - Fransiz - Amerikali farki yok ve hepsi kiymetli..

Vietnami sevdim, insanlari icin hem uzuldum hem de sevdim. Burada ilgi ve sevgi gordum, ayni saygiyla uyum saglamaya gayret ediyorum.

43 yasimda Umreyle bir uyanis yasamistim, 47 yasimda tekrar yasami sevdim, paylasmak ve yetinmek gerektigini fark ettim.

1 Mayıs 2017 Pazartesi

Vietnam - Budizm



Vietnam' da en yaygin inanis Budizm. Kimi zaman Taoizm veya yerel yaklasimlar konu oluyor. Tapinaklara Pagoda deniliyor, oldukca havali yapilar ve ragbet goruyorlar. Tapinaklarin ihyasindan sorumlu olan monklar (budist rahipler) var.

Feng Shui esaslarina uygun yerlesim yapilmis, tapinagin merkezi sokak kapisina bakiyor ancak tum kotulukler sokaktan geldigi icin girisle merkez arasinda temizlik sembolu su konsepti (cogunlukla bir havuz) var.

Tapinagin ana girisinde yerde bir kalas var, uzerinden atlayarak geciyor ve gecerken saygi isareti olarak basinizi egiyorsunuz.

Her yerde tutsuler var, Cinli anlayista bu dunyadana digerine yolculuk dumanla oluyor. tutsuyle beraber dertleriniz buharlasiyor, oluleriniz ve eskiyen esyalariniz yanarak diger tarafa geciyorlar. Tapinaklar bu anlayisa gore ahirete acilan kapilar olarak yorumlaniyor.

Hintli zengin ve soylu prens Budha burada onemli bir motif. Yoksul olmalarina ragmen tapinakta dua edebilmek icin bagis yapmak zorundalar, para - yiyecek - giyecek - hizmet ne olursa. Boylece tapinaklar temiz ve bakimli kaliyor, monklarin iasesi saglaniyor.

Bizdekinin aksine tapinak Budist aileler icin bir cekim merkezi. Cocuklar orgun egitime devam etseler dahi tapinakta monklarla egitime (Kur'an kursu gibi) geliyorlar. Kucuk evlerde yasadiklari icin bir misafir, agirlama vb gerektiginde tapinaktaki tesislerden yararlanabiliyorlar. Cogu tapinakta toplanti odasi, egitim odasi hatta eskiden revir olarak kullanilan bir birim var. Dugun, cenaze vb gibi toplu merasimlerde tapinaga geliyorlar. Bir nevi kamusal residence olanagi saglanmis oluyor.

Kaplumbagalara kiymet veriliyor, bereket getirdigine inaniyorlar. Ozellikle yuzdeki benlerden cikan sakal tellerinin ugur getirdigini dusunuyorlar ve kesmiyorlar. Cin yilbasini takip ediyorlar, ilginctir, Islamdakine benzer sekilde ay takvimini izliyorlar.

Budha' nin dogum gunu olarak 30 Nisani kutluyorlar, tapinaklar susleniyor. Ayinler duzenleniyor. Ayni gun ayni zamanda Kuzey ve Guney Vietnam' in Birlesme Gunu olarak milli bayram edasiyla da kutlaniyor.

Para icin ayri, huzur - mutluluk icin ayri tanrilar var. Iki konuyu ayri tutuyorlar. Budist anlayista mutluluk icin yoksunluk gerekiyor, istemezseniz (sahip olmak icin ugrasmaniz, basaramzsaniz bedbaht olmaniz gerekmez) mutlu olursunuz. Islamdaki tevekkule benzerlik var, kul gayret edecek, talepleri olculu olacak, israftan sakinacak, gerisini Allaha birakacak...

Sadece kendileri icin degil, sahip olduklari mallar icin de dua ediyorlar. Kamyonun plakasina takilan cicekler kamyona bol musteri, yuklu navlun dilegiyle (para) bereket icin, plakada yakilan tutsu kamyonun arizasiz - kazasiz - belasiz (mutluluk) calisabilmesi icin...

Cin' deki hanedan anlasmazliklari esnasinda sinir disi edilen Cinliler ve onlardan daha once ticaret icin gelen Cinliler Budizm ile Taoizmi harmanlamislar. Islamdaki kulliye kavramina karsilik gelen tapinaklar insa etmisler, farkli dillerde dahi anlasilmasi icin yasanan gunlerin olaylarini duvarlara resmetmisler. Sinir disi edilmeleriyle birlikte Cin ile diplomatik temaslari kaybolmus ve takip eden nesillerde Vietnamlilarla evlenerek Vietnam pasaportuna gecmisler, anlayislari yerel yaklasima karismaya baslamis.

Cin anlayisinda bagis yapanlarin isimleri kagitlara yazilarak duvarlara asiliyor, bagis miktarina gore ayarlanan bir sure boyunca orada asili kaliyor. Isminin orada asili olmasinin kendisine ugur getirecegine inaniyor.

Dogumla ilgili bir ana henuz rastlamadim. Ancak olum ozel bir an. Isyerinden 3 gun izinli oluyorlar. Cenaze sahipleri beyaz giyiniyor ve kolayca ayirt edilebiliyorlar. Cenaze oldukca suslu bir aracla tapinaga goturuluyor, eger ailenin imkanlari yeterliyse gommeyi tercih ediyorlar, yeterli degilse yakiyorlar. Zaten Cinli anlayista bu ahirete gidebilmek icin gerekiyor. Bazi inanislarda cenaze evinde eglence duzenleniyor, olume uzulmek yerine devam eden hayat ve olen kisinin guzel anlari hatirlaniyor.

Bazi inanislarda ruhun olen bedende mahsur kaldigi fikri var. Bu nedenle guclerinin yettigi kadar genis, yagmur ve gunesten koruyacak catisi olan bir olu evi (mezar) insa ediyorlar, bir sure daha bambu kamislarla olu bedene gida ve icecek vermeye devam ediyorlar.

Bu tur mezarlar Saygon disinda daha yaygin, arazi ve maliyetler daha uygun. Mezarlar icin belirli bir bicim veya yon anlayisi yok. Kimi yerlerde ayni mezara ayni aileden ust uste gommek normal karsilaniyor.

Bazi mezarlar evin bahcesinde veya tarla icinde.

Yaktiklari zaman tozlarini evde muhafaza ediyorlar. Yasli ana - babasina bakan cocugun miras hakki var, digerlerine verilmiyor.

Evlerde, isyerlerinde yaygin olarak Budha sunaklari var, yere yerlestiriliyor, kapiya dogru yonlendiriliyor, sunaga cicek, gida, icecek birakiliyor.

Yarim ay zamanini kutluyorlar, tutsu ve sunak onune birakilan piyango biletleri yaygin.

Budist hac onemli bir sembol, Nazi gamali hac benzeri. Nazi dunyasindan farkli olarak bu sembol Budizmde degisimin ve ilerlemenin isaretidir, yasam carkini cagristirir. Dogariz, buyuruz, evleniriz, ebeveyn oluruz, oluruz, bu surec tekrar eder.

Pagodalarin kapisinda veya catisinda bu sembole cok rastlaniyor. Mezarlarda da cok gordum.

Lotus cicegi de bu inanista ozel kabul ediliyor. Lotus uzerine toz geldiginde yapraklarini hareket ettirerek tozu belirli bir bolgeye dogru iten orjinal bir bitki. Yagmurla birlikte bilincli bir temizlenme sureci yasiyor.  Iklim itibariyle bu bolgeye ve yasam bicimi itibariyle bu inanisa cok yakisiyor. Lotus cicegi safligin semboludur.

Lotus ciceginin yapraklarinda kucuk dikenler vardir, yapraklar birbirine yapismaz. "Insan tektir, herkes kendi hesabini kendi verecektir" fikrini modeller. Islami bakisa benzerlikler vardir, tenasuh, kendi amelimizden sorumlu olmak gibi ...

Vicdani bir standart olarak begeniyle karsiliyorum, sosyal dayanismaya uygun olmasi kulture uygunlugu kolaylastirmis. Laik bir duzen var, Hinduizm - Budizm - Taoizm - Hristiyanlik - Muslumanlik huzur icinde birlikte yasanabiliyor.

Sosyalizm ile temel kavramlarda uyumlu olmasini ayrica sasirtici buluyorum. Budha prensti, asildi ve Marx da zengin bir ailenin isci olmayan cocuguydu.. Bu cografyada (Kuzey Kore, Cin, Vietnam) ilginc bir sekilde bir aradalar, diger sosyalist ulkeler Ortodoks anlayisa sahipler...