23 Mayıs 2020 Cumartesi

Yeni Liderler / Daniel Goleman / 2002 / kitap özeti

Bir değil, birçok lider vardır. Liderlik dolaşımlıdır. Yalnız tepedeki değil, makinadaki ekip başı dahi liderdir.

Büyük lider duygulara hitap eder. İyi yapıyorsa rezonans, kötü yapıyorsa disonans oluşur.

Duygusal mekezimiz olan limbik sistemimizin doğası dolaşım sisteminin aksine kapalı değil, açık çevrimlidir. Kendimizi yönetmekte büyük ölçüde dış etkenlere bağlıyız.

Bir araya gelen insanlar konuşmasalar bile duygular yayılır.

İyimser, coşkulu liderlerin çevresindeki çalışanlar kurumu terk etmezler. Liderin aşırı nazik olması gerekmez. Grup IQ su, yani bir araya geldiğimizde oluşan kapasite aramızdaki uyuma göre şekillenir.

Hiçbir canlı tek kanatla uçamaz; IQ yetmez, EQ (Emotional Quadrient) gereklidir.

Kişisel Yeterlilik: Bu yetiler kendimiz nasıl idare ettiğimizi belirler.
.... Özbilinç: Duygusal özbilinç, isabetli özdeğerlendirme, özgüven

.... Özyönetim: duygusal özdenetim, saydamlık, uyumluluk, başarma dürtüsü, inisiyatif, iyimserlik

Sosyal Yeterlilik: Bu yetiler ilişkileri nasıl idare ettiğimizi belirler.
.... Sosyal Bilinç: empati, örgütsel blinç, hizmet

.... İlişki Yönetimi: esinlyici liderlik, etkileme, başkalarını geliştirmek, değişim katalizörlüğü, çatışma yönetimi, ekip çalışması ve imece

Sabit bir formül yok, kimse mükemmel değil, ancak öğrenilebiliyor.

matris tipteki organizasyonlarda ast-üst yerine meslektaş-iş arkadaşı-birlikte çalışma kavramı yükseliyor.

Zamana, mekana, olaylara uygun olarak tarzlar arasında geçiş yapmak gerekir. Zamanla hepsinde ilerleme sağlanır. Tecrübeye göre ahenk yaratan tarzlarda iyi olanlar başarılı lider potansiyeli gösteriyor.

Herkes ortalamadan iyi olamaz.

Kendini tanıyan, eksik olduğu yönleri iyileştirmeye çalışan her lider zamanla gelişir. ABD de bir MBA okulunda öğrencilere girişte, mezun olurken ve iş hayatına girdikten 2 yıl - 5 yıl sonra aynı eğilim testi tekrar yapılmış. Ezbere program veren MBA okullarının aksine eğilimlerini tanıma ve eksiklerini tamamlayacak şekilde ders seçme şansı olan öğrenciler diğerlerinin çok üzerinde gelişme göstermişler. Üstelik sadece iyi oldukları alanlarda değil, zayıf oldukları alanlarda da gelişme görülmüş.



Başarılı bir değişim yaşayanlar şu aşamalardan geçer:
1. İdeal benliğim - Kim olmak istiyorum?
2. Gerçek benliğim - Ben kimim? Güçlü yanlarım ve eksiklerim nedir?
3. Öğrenme gündemim - eksiklikleri azaltarak güçlü yanlarımı nasıl geliştirebilirim?
4. Denemelerim - Yeni davranışları, düşünceleri ve duyguları deneyip ustalaşıncaya kadar yapmak
5. Katılım - değişimi mümkün kılan, destek ve güven verici ilişkiler geliştirmek

Programla değil, süreçle öğrenilir. İnsanlar aşağıdaki bir kaç tarzı bir arada kullandıklarında daha iyi öğrenirler:

  • somut deneyim
  • düşünme
  • model oluşturma
  • deneme-yanılma yoluyla öğrenme
Duygusal Gerçekliğin Keşfedilmesi

  • Grubun değerlerine ve örgütün bütünlüğüne saygı gösterin
  • Hız kazanmak için yavaşlayın
  • Aşağıdan yukarıya doğru bir stratejiyle işe başlayın
İdeal Vizyonun Oluşturulması

  • İçinize bakın
  • Hizaya sokmayın, uyum sağlayın
  • Önce insanlar, sonra strateji
Duygusal Zekanın Desteklenmesi

  • Vizyonu eyleme dönüştürün
  • Duygusal zekalı uygulamaları destekleyen sistemler yaratın
  • Liderlik mitlerini yönetin

18 Mayıs 2020 Pazartesi

Taşın Altındaki El / Nassim Nicholas Taleb / 2018 / kitap özeti


  • Akademik çevrede, akademik çevreyle gerçek dünya arasında fark yoktur, gerçek dünyadaysa vardır.
  • Bana ne düşündüğünüzü söylemeyin, portföyünüzde ne olduğunu söyleyin.
  • Ağa değilseniz, ağa olamazsınız.
  • Bürokrasi kişinin kendi eylemlerinin sonuçlarından rahatlıkla sıyrılmasını sağlayan bir kurgudur.
  • Merkezilikten uzaklaşmak büyük yapısal asimetrileri azaltır.
  • Birini hatalı olduğuna ikna edemezsiniz, bunu ancak gerçeklik yapabilir.
  • Modernitenin laneti, nüfusumuzun giderek anlamaktan çok anlatmakta başarılı olan insanlar sınıfından oluşmasıdır.
  • Evrim ancak soyun tükenme riski varsa gerçekleşebilir.
  • Elini taşın altına koymadan evrim olmaz.
  • Altın Kural: Başkalarına, onların sana davranmasını isteyeceğin gibi davran.
  • Gümüş Kural: Başkalarına onlarına sana davranmasını istemeyeceğin gibi davranma.
  • Rasyonel olan, kollektifin - uzun bir süre yaşayacağı düşünülen varlıkların - hayatta kalmasını sağlayandır.
  • Konuşanlar eyleme geçmeli ve yalnızca eyleme geçenler konuşmalıdır.
  • Bir asistanınızın olması (mutlak gerekli değilse) ruhunuzu ortaya koymanızı engeller.
  • İnsanlar ruhlarını ortaya koymak isterler.
  • Satış yapmak amacıyla tavsiyede bulunmak ahlaksızlıktır.
  • Bazı kişilerle olan bağımız ilişkisel, bazılarıyla işlemseldir.
  • Ahlaki olan daima yasal olandan daha sağlamdır.
  • Geoff ve Vince Graham: "Devlet düzeyinde özgürlükçüyüm, eyalet düzeyinde cumhuriyetçiyim, yerel düzeyde demokratım, aile ve dostlar düzeyinde sosyalistim."
  • Bir azınlığının topluma yön verebilmesi için %3 seviyesine ulaşan aktivist olması yeterlidir.
  • Piyasalar ortalama bireylerin toplamı değildir.
  • İnsanları iyi bir yapı altında rahat bırakırsanız işlerine bakarlar.
  • Yönetilecek örgütlü bir dininiz / şirketiniz varsa tam özgürlük size göre değildir.
  • Ücretli çalışan söz dinleyen, evcilleşmiş bir köpektir.
  • En iyi köle gereğinden fazla para verdiğiniz ve bunu bilen, konumunu kaybetmekten dehşete düşendir.
  • Özgürlük asla bedelsiz olarak gelmez.
  • Önemli olan bir insanın neye sahip olduğu değil, neyi kaybetmekten korktuğudur.
  • Varlığını sürdürmesi bir kuruluştaki daha yüksek kademeden birinin profesyonel değerlendirmesine bağlı olan kişilere kritik kararlarda güvenilemez.
  • Ahlaka uygun davranmanın başkaları için maliyeti son derece yüksektir.
  • Çatışmalardan korunmak için dost edinmemeniz gerekir.
  • Eşitsizlik iki türlüdür: Birincisi hayranlık uyandıranlardır, hoş görülür. İkincisi haksızlık kaynaklıdır, hoş görülmez. Tanımı gereği eşitsizlik sıfır toplamlıdır.
  • Dinamik eşitliği sağlamak için alttakileri zenginleştirmek yetmez, üsttekilerle alttakilerin dönüşümlü yer değişikliğini sağlamak gerekir.
  • Sorun asla sorun değildir. Sorun, insanların onu ele alma biçimidir.
  • Zenginleşmek için kamu hizmetlerini kullanmak tam anlamıyla ahlaksızlıktır.
  • Gerçek, dış görünüşe karşı kördür. Parlayan her şey altın değildir. Zehir, altın kupada içilir.
  • Sözlü tehditler güçsüzlük ve güvenilmezlikten başka bir şeyi açığa vurmaz. Fotosunu çekmeyi deneyin, işe yarıyor!
  • Özel yaşamınız entellektüel görüşünüzle çelişiyorsa, bu durum özel yaşamınızı değil, entellektüel görüşünüzü iptal eder.
  • Erdem sadece başkalarının ilgilenmeye yatkın olduğu kişilere değil, aynı zamanda ihmal edilen kişilere de nazik davranmaktır.
  • Cesaret, taklit edilmesi mümkün olmayan tek erdemdir. Kendi iyiliğinizi sizinkinden daha yüksek bir katmanın hayatta kalması için feda etmenizdir.
  • Barışın mayası mürekkep değil, ticarettir.
  • Fedakarlık içermeyen sevgi hırsızlıktır. Tanrı sevgisi için de geçerlidir.
  • Rasyonellik risk yönetimidir.
  • Elini taşın altına koymadan hiç bir şey olmaz!

16 Mayıs 2020 Cumartesi

Uygarlıkların Batışı / Amin Maalouf / 2019 / kitap özeti

Levant : Akdeniz Doğusu' nun kadim kültürlerinin Batı' nın daha genç kültürleriyle tanıştıkları yerlerin bütünüdür.

Eğer farklı ulusların ve tektanrıcı dinlerin mensupları dünyanın bu bölgesinde birlikte yaşamaya devam etseler ve yazgılarını uzlaştırmayı başarsalardı, tüm insanlık ahenk içinde bir arada yaşama ve refah konusunda ilham alabileceği, yolunu aydınlatacak anlamlı bir model bulacaktı.

Doğu Akdeniz'in ışıkları sönünce karanlık tüm dünyaya yayıldı.

Ianus bir roma tanrısı, iki yüzü var ve zıt yönlere bakıyor.

Churchill Mısır'da Arap milliyetçiliğinin otoriter/yabancı düşmanı versiyonunun, İran'da Humeynici İslamcılığın önünü açmıştır.

Azınlıklar genellikle tozlayıcıdır (polen taşıyıcı). Ne kadar faydalı oldukları ancak yok olduklarında anlaşılır. Roosvelt Amerika'sının azınlıkları toparlaması ve bir arada kalma çabası olumlu sonuç vermiştir.

Marx sadece proleterlere değil, aynı zamanda azınlıklara, mensup oldukları kabul edilen ulusla tam olarak özdeşleşemeyen herkese kurtuluş vaat etmişti. Arap dünyasında komünist fikirler bu sebeple yankı buldu (PKK da komünist partidir). Dar aidiyetlerini aşıp "bütün ülkelerin proleterlerini", yani bütün insanlığı kucaklayan, uçsuz bucaksız bir kimliğe sıçrayacaklardı.

Endonezya'da komünistler iktidarı alırken "aydın-elit" binlerce kişiyi öldürdüler. Bilinen soykırım tanımı bunu maalesef kapsamıyor (halk, etnisite, din, cemaat).

Azınlıkların en doğal tepkisi, dar topluluk aidiyetlerini (partikülarizm) beyan edip onun içine kapanmaktır, onu aşmaya çalışmak değil...

Arap halkları İsrail ile yapılacak bir sonraki savaşı beklemiyorlar ama barış da istemiyorlar. 1967 deki 6 gün savaşı karşılıklı saygıyı tüketti, artık "yiğitler barışı" yapılamıyor. Suudi öğrenci Usame Bin Ladin, Sovyetlerin Afganistanı işgali esnasında liderlik rolünü kazandı.

1919 Versailes Sarayında I.Dünya Savaşı sonlandırılırken hem Arap dünyasından Prens Faysal ve Arabistanlı Lawrence hem de İsrail'in kurucusu Haim Weizmann kulislerdeydi.

1978-1980 gezegen için önemli bir dönemdi.

  • İran' da Aytullah Humeyni tarafından Şubatta İslam Devrimi yapıldı. Ahlaki-dini düzeni savunuyordu. Öğrenciler ABD elçiliğini işgal edip, Reagan' ın seçildiği gün boşalttılar, hiç biri ceza almadı. Aynı dönemde Suudi Arabistan'da sünni cihatçılar Kabe' yi işgal ettiler, Fransız komandoların desteğiyle kanlı bir çarpışmadan sonra Kabe' den çıkarıldılar, 68 kişi idam edildi.
  • İngiltere'de Margaret Thatcher tarafından Muhafazakar Devrim yapıldı. Ekonomik-sosyal düzeni savunuyordu.
  • ABD de Ronald Reagan güçleniyordu, Kasım 1980 de seçimi kazandı, Muhafazakar Devrim yapıldı. "Bu krizde sorunun çözümü devlet değildir, devlet sorunun ta kendisidir" dedi. Baş düşmanı her zaman komünizm oldu, diğerlerinin tamamı ikincil veya geçiciydi.
  • Çin'de Deng Xiaoping kendine has Muhafazakar Devrim yaptı.
  • Roma'da II.Ioannes Paulus Papa seçildi, "devletlerin, siyasal ve ekonomik sistemlerin sınırlarını açın, uçsuz bucaksız kültür, uygarlık ve kalkınma alanları açın" dedi. Fikirleri AB nin oluşmasına ve İngiltere-ABD merkezli muhafazakar devrim-liberal ekonominin yayılmasına yol açacaktı.
Ülkelerin, halkların içindeki ayrışma eğilimi doğal olarak ülke düzeyinde de uluslararası kuruluşlara tepki doğurdu. Eşitsizlikler meşrulaştı. Kolay ama ahlaksız kazanılan para mazur görülür oldu.

İngilizler Hindistana özgürlük verirken Hindulara Hindistan, müslümanlara Pakistan kaldı. Daha sonra Pakistan'daki Bengaller, Pencaplardan ayrılarak Pakistan'ı böldüler ve Bangladeşi kurdular .

Parçalanma sınırsızca devam eder.
Herhangi bir zümre çoğunluğu sağladığında eskisinden daha hoşgörüsüz olur.

Emniyetsiz dünya fikri teknik takibe, bu da 1984 benzeri bir ortama sürüklüyor.

10 Mayıs 2020 Pazar

Çivisi Çıkmış Dünya / Amin Maalouf / 2009 / kitap özeti

  • Dünyadaki ayrışmalar ideolojikti, artık kimlik temeline oturuyor. Özellikle din üzerinden aidiyet vurgulanıyor.
  • Arapların trajedisi "değerini yitirmek ve bir daha elde edemeyeceği tasası", Batılıların trajedisi "yürütemeyecekleri kadar zorlu bir Liderlik rolüne kalkışması" dır.
  • Amerikalıların hatası "demokrasi istemeyen toplumlara demokrasiyi dayatmalarıdır".
  • Halklar işgalci - kurtarıcı arasındaki farkı bilir.
  • Batılılar egemenlikleri altına aldıkları halklara, kendi ülkelerinde davrandıkları gibi davranmazlar.
  • Oysa insan hakları evrenseldir, Avusturya'da başka, Mozambik'te başka değildir.
  • Dolayısıyla üçüncü dünya ülkelerinde demokratik-liberal fikirli aydınlar arada kaldılar, yabancılaştılar.
  • Azınlık sorunu, sadece azınlıkların değildir.
  • Zenginleşme hırsı dünyanın sınırlı kaynaklarını hoyratça tüketmektedir.
  • Soğuk savaş döneminde güçlerin dengesi vardı, artık yok, Amerikalılar bu özgürlüğü-gücü doğru kullanmakta zorlanıyor.
  • Dünya nüfusunun %5 i olan ABD halkının oyları dünyanın geleceği üzerinde diğer %95 ten daha fazla söz sahibidir!
  • Internet sayesinde artık zaman-mekan farkları yok, herkes her şeyi bilebiliyor ama her zaman tepki göstermiyor.
  • Gerçekçi bir çözümün olmaması, sorun yok anlamına gelmez.
  • Halkların ve bireylerin, insanlar tarafından var edilen ve ortak değerlerin taşıyıcısı olarak görülen bir kurumun yetkesini, aşırı zorlama olmaksızın kabul etmesini sağlayan şey meşruiyettir.
  • Dünyadaki hükümetlerin çoğunda meşruiyet sorunu vardır.
  • Halka haysiyetini geri veren kişi ona pek çok şeyi kabul ettirebilir.
  • Siyasette, dinin kendisi bir amaç değildir, düşüncelerden biridir yalnızca; meşruiyet en inançlı olana değil, mücadelesi halkınkiyle aynı olana verilir.
  • Afganistan'da, İran'da Atatürk modelini izleme çabaları meşruiyet eksikliği nedeniyle sonuç veremedi.
  • Araplardaki "değerini yitirmişlik-bir daha elde edememe kaygısı-kendinden ve diğerlerinden nefret" hisleri Hizbullah' ı ortaya çıkardı.
  • İnsanların bu yüzyılda dinle yollarını yitirebilecekleri biliniyor, tıpkı onsuz da yollarını yitirebilecekleri gibi..
  • Bu yüzyılda "yabancı" yok, "yol arkadaşı" var. Birbirimiz ancak kültürümüzle tanırsak gerçekten anlayabileceğiz.
  • Seferber edici bir insanlık idealine ihtiyacımız var.
  • Papaların kalıcılığını sağlayan ve halifelerde kesinkes eksik olan şey, bir Kilise ve Kilise adamları sınıfına denk bir din adamları sınıfıdır.
  • Hristiyanlarda da yobaz vardı, kilise zamanında karşı çıktıklarını bir süre sonra görmezden geldi, toplumda karşılık bulanları da benimseyerek zamana uydu.
  • Roma hukuku ve Atina demokrasisi batı kültürünün temelidir ve her ikisi de Hristiyanlık öncesine aittir.
  • Göçmenlere gittikleri ülkede "kültürlerine-dinlerine yönelik saygı" gösterilmeli, göçmen de hem geldiği - hem de kaldığı ülkenin kültürüne uyum sağlamalı, özünü yitirmemelidir.
  • Terörist şiddet anti-terörist şiddeti doğurur.